Çalıştığınız halde yapamıyor musunuz? O halde siz çalışmayı bilmiyorsunuz, kusura bakmayın.

Öncelikle söyleyeyim, nasıl çalışacağınızı ben sizden iyi bilemem. Ancak yukarıdaki durum sizde varsa siz bile bile yanlış yapıyorsunuz demektir.

O yüzden biraz empati yaparak fikir verebilirim.

##Akıl/Beyin süzgeci
Birazdan çok fazla kullanacağım bu kelime dersi anlamanın püf noktasıdır.

Akıl/Beyin süzgeci; beyni otomatik pilota geçirmeden dinlediğinizi/okuduğunuzu anlamak demektir. 
Bir şeyi dinlerken anladığınızı göstermek için sürekli ve istemsizce kafa sallıyorsanız muhtemelen akıl süzgeciniz bilgi yerine makarna süzüyordur.

Uzun ama etkili bir örnek vermek gerekirse;
Hocalar size "Yazarken aklınızda kalır." der ama siz, ara sınıflarda, biyolojide yazdığınız çoğu notu hatırlamıyorsunuz. Çünkü hoca size söylüyor, siz onu anlamadan sadece kelimeleri dinleyip defterinize geçiriyorsunuz. Tabii hocalarda da suç var; çocuklar yazsın diye cümleleri alakasız yerlerde bölüp tane tane söylüyorlar yazıyı, ilkokul çocuklarına dikte yapar gibi.
Biyoloji dersinde not tutma olayı şöyle bir şeydir:

Hoca: Başlık atın Canlılarda Sınıflandırma.

Konuşmalar gülüşmeler felan. Daha öğrenciler ders moduna girmemiştir. Başlık sadece yazılır, kimsenin ne konudan, ne birazdan ne işleyeceğinden haberi yoktur.
Belki başlığı bile farketmemiştir çoğu kişi.

--"Canlıları,,,,," hey evet susun artık. "Canlıları,,,,"

Bu sırada defterler açılıp başlık atanlar olabilir. Sessizlik "canlıları" kelimesinden sonra başlar.

"... benzer özelliklerine göre ayırmaya."

"Nasıl özelliklerine göre hocam?" Bu soruyu soran kişi aslında düşünürse yanıtı kendi kendine bulabilir, çünkü bilgi çok açıktır. Ama dedim ya amaç yazmak şu anda, öğrenmek değil.
Beyin uyuyor çünkü.

"benzer oğlum benzer." ... "Sınıflandırmaaa.."" .... "denir."""

Neyleri hangi özelliklerine göre ayırmaya? Sınıflandırma neydi??? Oğlum kim??? Bu sorular hiçbir zaman aklınızdan geçmez (yani sorgulamazsınız) çünkü kelimeleri lego gibi bir araya getirip yazmaktasınızdır. Kulağınız kelime kelime duyar, eliniz de kulağın duyduğunu yazar. Öğrenme diye bir durum söz konusu değildir.

Bu benim 9, 10, 11'de gördüğüm biyolojinin özeti gibi. Bir hoca gelir, konuşmalı ders yapar, kimse dinlemez herkes konuşur. :d Sınıfta gürültüden hoca da anlaşılmaz.
Başkası gelir "Soru-cevap" şeklinde işlemeye kalkar. Bazılarının dershaneye gitmediğini hesaba katmaz. Ben de dersten hiçbir şey anlamam.
Biri gelir öğrencilere sunum yaptırarak ders anlatır. Hiçbir lise öğrencisi sunum yapmayı bilmez. Bu yüzden sunumlar slaytı okumakla geçer. Herkes sıkılır.
En sonunda hoca sınıfı susturup her şeyi kendisi anlatmaya kalkar. Bütün sorumluluk onun omuzlarında olduğu için dersi toparlayamayabilir, çok fazla ezbere konuşabilir. Zaten çoğu kişi de dinler gibi yapar ama oğunun içi geçmiştir.

Son sınıfta/dershanede, bu işe yaramaz yöntemlerin aslında işe yaradığını, hocayı anlayabildiğinizi görürsünüz. Çünkü artık tek amacınız sınavı kazanmaktır ve derse farklı bir gözden bakarsınız.
Akıl süzgecinin aktif hale gelmiştir.

Örneğin slaytlı ders en sıkıcısı, ama öğrenci okumaya başlamadan slaytı okuduğunuzda önce hap gibi tane tane bilgiyi alırsınız. (Ama o arkadaş gelip de vikipedideki 20 sayfa slaytı bir slayta yapıştırdıysa o başka. Ama genelde öğrenciler, cingözler diyelim, ödev sitesine girip slayt indirdiğinden bu problem sık yaşanmaz.)
Slaytı arkadaşınızdan önce okuduktan sonra arkadaşınızda okurken 1 kere sesli tekrar şansı yakalarsınız. Berbat bir ders anlatım şekli aslında işe yarar bir hale gelmiş olur böylece.

Sözün özü lisede hiçbir dersi dinlemediniz çünkü kafatasınızın altındakini sık sık ihmal ettiğiniz oldu, ben de yaşadım bunları. Hala da yaşadığım oluyor.
Şimdi bu süzgeci kullanarak dersleri kolayca öğrenebilirsiniz.

"Şimdi beni iyi dinleyin. Canlıları benzer özelliklerine göre gruplara ayırmaya sınıflandırma denir. Kendi cümlelerinizle not alabilirsiniz."

"Hıı canlılar benzer özelliklerine göre sınıflandırılırmış ya. Ulen bu kadar kolay bir şeyi not etmek için üç sene boyunca işkence çekmişim. :S"

Ders Çalışmak
Üç Ana aşamadan ve bir kaç alt aşamadan oluşur.

####Konu Anlatımına çalışmak
I-Dershanede
II-Evde
III-Tekrar Konu Anlatımı

####Test Çözmek
I-Ana Test
II-Çözümlü Test
III-Tekrat Testi

####Deneme
I-Deneme Kitabı
II-Denemeler

1- Konu Anlatımına Çalışmak

*- Dershanede dinlerken
-Dershanede dinlerken sizin gibi sınavı gerçekten kazanmak isteyen bir arkadaşınızın yanına oturun. Derste konuşmayın, soru soracağınız zaman arkadaşınıza değil öğretmeninize sormaya çalışın.
-Derste not tutun ama hocanın her söylediğini yazmaya çalışmayın.
-Hoca çözüm yazarken çözümü aynen geçirmeyin. Önce işlemlere bakmayı ihmal etmeyin. Hocanın yazdıklarını akıl süzgecinden geçirin.
-Hoca bir şey anlatırken başka şeylerle uğraşmayın. Asla bir şeyler yazmayın. Gözünüz kulağınız hep hocada olsun.
-Ses kaydı alabilirsiniz.
-Kafanıza takılan bir şeyi önce kendiniz bütüne bakarak (tahtanın en altındaki çözümle ilgili ipucu hemen üstünde olabilir.) tartın olmazsa hocanıza sorun çekinmeyin.
-Dalıp gitmeyin, sıranın üzerine yatmayın, elinizle başınızı desteklemeyin. Dik durun, çiçek olun. Bitkilerin dik durmasını sağlayan turgor basıncıdır bunu unutmayın.

*- Evde Konu Anlatım Çalışmak
-Dershanede dinlemeden önce evde videoyla çalışın demiştik.
-Konu anlatım defterlerinizi hazırlayın.
-Videonun başına geçin. Sol eliniz farede, imleç durdur düğmesinde, sağ el kalemde, hemen yanında da silgi var.
-Hoca slaytı anlatırken rahat oluyoruz ve aynı dershanedeki gibi çözüm yazmadan akıl süzgecinden geçirerek çözümü dinliyoruz.
-Slaytı geçeceği zaman önceki slayta dönüp kendinizi boğmadan, sıkmadan önemli yerleri not edin. Slaytın tamamını not etmeyin. Akıl süzgeci size nereyi not etmeniz gerektiğini söyleyecek.
-Hoca bir örnek soruyu çözdü. Siz de çözümü anladınız. Şöyle yapın. Geri dönün çözümsüz temiz versiyona. Örneği yazıp bir de kendiniz çözün.
(Not: Çok kolay örnekleri çözmenize gerek yok.)
Konu anlatım videoları 10-20 dakika olur. Bu yöntemle konu anlatım 40-60 dakikaya uzar. Ama ileride tekrar edeceğiniz zaman 10 dakikada halledilebilir.
İlk konu anlatımında sıkılmayın, çok sıkıldığınızda mutfağa gidip su molası verebilirsiniz.
Defterinize slaytları not aldıktan sonra çok önemli, kaçıracağınızı düşündüğünüz detayları not defterinize geçirin.
Not: Bu detaylar daha önce de bahsettiğim gereksiz ezber sınıfından olmasın. Örneğin alkanlar katılma
tepkimesi vermez (siklopropan hariç) bunu yazabilirsiniz.
Not2: Eğer kitaptan okuyorsanız (biyolojide kitaptan okuyun demiştim), önce okuyun, anlayın, bilgileri kavradıktan sonra seçerek not edin ve notunuzu anlayabileceğiniz şekilde yalınlaştırın.

*-Tekrar Konu Anlatımı
-Zaten sık sık konu anlatım çalışma defterinizdeki notlarınızdan tekrar yaparsınız, bu tekrarları yaparken masa başına oturmaya gerek yok her zaman olabilir.
-Ama unuttuğunuz konuyu tekrar çalışmanız gerekebilir. Bunu konu önemli ve zorsa alternatif bir video sitesinden yapın.
Ama çok aman aman bir konu değilse veya konuyu zaten genel hatlarıyla hatırlıyorsanız önceki izlediğiniz videoyu atlayarak çalışabilirsiniz.

2- Test Çözmek

*- Ana Test
Konu anlatımından hemen sonra (en geç bir gün, o bile büyük bir kayıp) beyninizi o konuya alıştırmak için yaptığınız testler.
-Bu testleri yaparken kitap, defter, notlar yanınızda olsun. Burada amaç kendinizi denemek değil, öğrenmek, farklı soruları görmek, pekiştirmek.
-Dahası için bkz: Soru çözme/sorma sanatı

*- Çözümlü Test
Adapte olamadığınız konularda gerekti. Örneğin trigonometride yeteri kadar örnek soru görmediğinizi düşündünüz.
İnternetten çözümlü test bulabilirsiniz. Veya eski ara sınıf kitaplarınızdaki çözümlü testleri silip tekrar çözün. (Ben yapmıştım.)
Olmadı fasikül alın. Bu ihtiyaç genelde matematikte karşınıza çıkar, en sağlıklısı internettir.
Geometride karşınıza çıkması saçma, geometride siz çözüp hocaya sorularınızı hazırlayın zaten o size
çözerken çözümlü örnek görmüş olacaksınız.

*-Tekrar Testi
Konuyu işlediğinizin üzerinden zaman geçince çözeceğiniz testler. Bu testlerde isteğe bağlı zamana karşı da yarışabilirsiniz.
Not: Anlayamadığınız, zor olduğunu düşündüğünüz konularda direkt ilk soru bankasını bitirdiğinizde ikincisine geçebilirsiniz.
Ben fizik ve geometride genelde böyle yapıyordum. Böylece pratik kazanabilirsiniz. Ama abartmayın, doyumsuz olmayın.
O konudaki çıkmış soruları çatır çutur çözüyorsanız o konu olmuştur.

3- Deneme Çözmek

YGS'de konular bitince veya en geç Mart'ın başında, LYS'de ise bitse de bitmese en geç Mayıs'ın ilk haftasında başlayacağınız iştir.
Denemelerde zamana karşı yarışırsınız. Tüm konuları bildiğinizden ve her konudan 1'er 2'şer konu çözdüğünüzden deneme çözerken sıkılmazsınız.
Ve zamana karşı olduğu için yaymazsınız, verimli geçer. Deneme çözmek çok önemlidir.

*- Deneme Kitabı
Tekrar testi ile fasikül denemeler arasındaki geçiş evresi.

Bunları okulda çözmenizi öneririm. Arkadaşlarınızla aynı deneme kitabını alıp yarışa girişin.
Biz YGS öncesi 6-8 kişi filan çözüyorduk, çok eğlenceli oluyordu. Yapamadığımız soruları da birbirimize çözdürüyorduk.

*- Denemeler
Piyasadan tekli ve çözümlü olarak satın almanızı önerdiğim fasikül denemeler.

Neden tekli? Daha fazla çeşit yayının sorusunu görmek, ve ihtiyacınız olduğunda almak suretiyle parayı çöpe almamak.

Neden çözümlü? Çünkü deneme çözmenin en yoğun olduğu son 2 haftada fazla dershaneye gidesiniz gelmez. Çünkü fazla sorunuz da yoktur. Denemeler çözümlü olursa sizi bu uğraştan kurtarır.

Deneme çözmek YGS'de süre kullanma antrenmanı yapmak ve 160 soruya alışmak için önemli. YGS'de konuları bitirdiğiniz anda veya en geç martın birine kadar her gün 1 deneme çözün. Dikkat!! Her gün 1 deneme arkadaşlar. Bu tip (YGS, SBS) sınavlar deneme çözerek kazanılıyor.
İmkanınız varsa her gün 2 tane çözün.

LYS'de açıkçası ben pek deneme çözmedim, çünkü süre problemim olacağına pek inanmıyordum. Ve Matematik soruları yetiştirilmeyecek kadar zor ve uzun geldi. Anlayacağınız çok kötü bir hata yaptım.
Bence LYS'de belli bir süre deneme çözdükten sonra süreyi azaltıp 40 dakikaya filan indirerek bu tür fantaziler yaparak böyle bir sınava hazırlanabilirsiniz.

Güncelleme: Bunu dile getirmeyi nasıl unuttum bilmiyorum ama gelen komik sorular üzerine söylüyorum: Hayır körü körüne deneme çözmek size bir şey kazandırmaz, aynı zamanda yapamadığınız soruların konularını tekrar gözden geçirip, gerekirse 0'dan çalışmalısınız ve daha sonra bu konulardan test çözmelisiniz. (Tabii bu yaptığınız çalışma konuyu ne kadar bilmediğinize bağlı olarak değişiklik gösterir.) Deneme çözmenin asıl amacı budur zaten, eksik olduğunuz konuları saptamaktır. Hız kazanmak bir başka amaçtır sadece.

Not: Biraz daha detaya indiğim "Soru çözme-sorma sanatı." isimli yazımı okumanız önemle öneri olunur. :)