!!! Bu yazı çok önemli arkadaşlar. Bu yazı size aslında "Çok soru çözmedim gene de başarılı oldum." diyenlerin "Ben zekiyim." ayağına yatanların sırlarını açıklıyor. "Bilinçli ders çalıştım." diyenlerin neyi kastettiğini anlatıyor.
Ayrıca işi hafızayı çok zorlamadan en basite indirgemeye çabalıyor.

Eğer paranız bol, zamanınız da bol biri değilseniz, muhtemelen hocanıza soracağınız şeylerin bir sonu olur. Yani süre işliyordur.

Benim ilk başlarda yaşadığım monologlar şöyleydi:
(Hepsine kendimce çözüm buldum, çözümleri de sizinle paylaşacağım.)

(Telaşlı bir iç ses)

*- Öff hoca yavaş çözüyorsun.

*- İşlemleri böyle uzatmana gerek yok anlıyoz herhalde.

*- İyi de bunu zaten biliyordum, sen şurayı anlatsana zor kısım o.

*- Hay Allah vakit de az kaldı, keşke bu soruyu sormasaydım.

*- Eyvah soruyu sorarken çözüverdim, şimdi ne diycem hocaya, kafa sallıyım bari anlıyorum diye.

*- Yaaaa hiç bir şey anlamadım ama daha çok sorum var yaaaaaaaa. Bari anladım diyim de diğer soruları sormak için zaman kazanayım.

*- Höh bu soru çok kolaymış, keşke sormasaydım şimdi hoca beni gerizekalı sanıyor. Bir daha baksaydım

*- Tüh ya bu soruyu sıra arkadaşım çözmüştü çözümler hala duruyo hoca çakmasa bari.

*- Öff ben bu soruyu çözdüğüm daha doğrusu çözemediğimin ertesi günü hoca bunu derste anlattı..

*- Bu sorunun cevabı aslında kitapta yazıyodu keşke baksaydım.

*- Yav hoca birinci ile üçüncü öncülün doğru olduğunu kendim de anladım ki tikledim direkt ikinciye baksan??

Bu monologlar soru sorarken çoğunuzun düştüğü durumları gösteren monologlar.

Yapamadığınız soruyu sormak sınavı kazanmanın en önemli adımıdır. 
Soru çözmenin amacı zaten budur. 

Gazı aldınız test çözüp hocanıza sorup kampüsünüze gideceksiniz.
Çözeceğiniz konu Fizik Denge-Moment.

Ama o da ne? Daha ilk testi çözdünüz ve 6 tane yanlışınız çıktı. Daha 4 tane daha testiniz var.

Olm bunlar sormakla bitmez ki..!!!???

Ben 12.sınıfta ilk kez fizik çözmeye başlayınca başıma bu geldi. Dershanede ofis vardı, gittim hocaya bir buçuk saat soru sordum. Dershanede bizden başka kimse kalmadı .) Üstelik ağustos ayı sıcak olduğundan canım da sıkıldı.

Ardından okul başlayıp soru sorma ofisleri (birebirleri) 30 dakikayla sınırlandı. 30 dakikada bir dersten soru sormak imkansız gibiydi, konular ve sorular birikmeye başladı ve ben de bir takım önlemler aldım.

Arkadaşlar şunu söylemeliyim ki, soru sorarken sorun değil çözümün bir parçası olmalısınız. Tüm sorumluluğu öğretmenlere vermeniz yanlış, bunu yaparsanız hem hocanın işi zorlaşmış olur, soruyu hem hatasız çözmeye çalışır, hem de bunu size uygun bir dille anlatmanın yollarını arar.

Lâkin siz hocanıza "Hocam bu soruyu nasıl yapıyoruz?" diye soru sormak yerine "Hocam şu soruda şunu buldum, şu şöyle olur diye düşündüm ama şu aklıma takıldı ve sonucu bulamadım." diye sorduğunuzda, hem siz hocanın vereceği açıklamaya daha hakim olacaksınız, hem zamandan tasarruf etmiş olacaksınız, hem de hocanız aklınıza neyin takıldığını bildiği için size daha tatmin edici bir çözüm yapacak.

Hocayla ortak olacağız, tek çare bu.

Şimdi adım adım neler yapmanız gerektiğini söylüyorum. İşte size benim uyguladığım ve size de önerdiğim test çözme süreci:

Not: Öncül dediğim I, II, III şeklindeki ifadeler.

#Soru çözme öncesi evresi

-Konu anlatımını videodan izlediniz, notunuzu tuttunuz, örnek soruları da çözüp sorulardaki can alıcı noktaları not ettiniz. (şöyle soru gelirse bunu yapmalısın çünkü bundan bundan diye)

-Notlarınıza baştan bakıp, ezberlenecek yerleri ezberleyip, 5 dakika notlarınızla oyalanıp soru çözmeye hazır hale gelin.

Not: Konu anlatımınıyla %50 biliyor olmalısınız.. Soru çözerek atladığınız, dikkat etmediğiniz yerleri kafanıza oturtarak %60 bilir hale geleceksiniz.
Hocanıza soracağınız sorularla bu %80 olacak ve daha fazla soru çözümü ve denemelerle %95lere varabilecek.
Tekrar etmezseniz ilk  %60 nızı kaybedebilirsiniz. YGS-LYS sizden %100 istemiyor, ilk %60'ın içinde konunun temel taşları olan bilgiler önemli.

#Soru çözme anı evresi

İlk soru çözümünde dakika tutma filan önermem. Dakika tutma işini denemelere bırakın.

Notlarınız, defteriniz, kitabınız yanınızda olsun. Unuttuğunuz bir kısım olursa diyelim bir formülü unuttunuz, formüle bakın, kafanızda önceden yaptığınız konu anlatımınızdan bir film şeri olun, formülü aynen kağıda geçirmeyin.

*- Bu soru çok kolay diye soru atlamayın.

*- Soruyu iyi okumaya özen gösterin.

*- "Edinmeniz gereken alışkanlıklar"

*- Denklem yazarken atlamalar yapmayın, küçük ama ayrıntılı yazın. Anlık bir konsantrasyon eksikliğinde, ne yaptığınızı şaşırıp hata yapabilirsiniz.

*- Testi bitirmeden cevaplara bakmayın, gerçek sınavda soruyu çözemeseniz bile en mantıklı kararı vermeniz gerekecek bunu unutmayın.
"Ben soruyu yapamadım neymiş cevabı.." diyip merakınızı gidermeyin, önce sınavdaymış gibi soruyla napıcağınıza karar verin, boş bırakın veya cevap işaretleyin.

*- Yukarıdaki gibi tereddütte olduğunuz bir soru oldu mu ilk iş olarak yapacağınız soru numarasını yuvarlak içine almak olacak.

Şimdi zurnanın zırt dediği yere gelelim.

Bu benim kullandığım sıradan bir soru bankası:



Ne kadar karışık değil mi? Tüm o işaretler ne anlama geliyor?

Arkadaşlar mutlaka soru çözerken veya çözüp kontrol ederken bazı işaretler kullanmalısınız. Zaten kullanıyorsunuzdur. 
Ama bu işaretler soru numarasını yuvarlak içine alma ve doğru öncül ve doğru yaptığınız sorulara tik koymakla kalmamalı.
Hem soru içinde önceden verdiğiniz kararları hatırlamak hem de yapamadığınız sorulara göz gezdirirken veya hocanıza soru sorarken o soru hakkındaki düşüncelerinizi belirtmek için bir takım işaretler kullanmalısınız.

Not: Sakın doğru yaptığınız soruların tamamını tiklemeyin, yani soru ve çözümünüzü karalamayın.

UYARI: İşaret kullanırken kağıdınız üzerinde savaş çıkmış gibi olmasın. Sonra o sorulara bir daha bakmak içinizden gelmeyebilir. Düzenli olmaya çalışın.

Benim kullandığım işaretler genel olarak şöyle: (soruları çözmedim, şimdi oluşturdum)





Birinci soruya baktım, (soruyu çözmedim, rol yapıyorum şu anda, yorumlarımın soruyla alakası yok) önce üstteki kısmı sonra alttaki kısmı okudum, üstteki kısmı atlamadım.
Grafiği inceleyip buz kütlesinin azaldığı zamana baktım ve öncüllere bakmaya başladım. İlki doğru, tikledim. İkincisinden emin değilim, kafamda bazı soru işaretleri var, ~ (yaklaşık işareti) koydum. Üçüncüsü de mantıklı geldi tikledim.
Hoppala!! 1 ve 3 şıklarda yok!! O zaman hemen soruya biraz daha dikkat edip düşünüyorum. Ve kesin emin olduğum öncülün başına K koyuyorum.
1 içermeyen şıkları üzerini çizmek suretiyle eliyorum. Sonra elimde 3 şık kalıyor, karar vermem gerek.
Cevap işaretliyorum.

Şimdi yazarken soruya baktım da sorunun cevabı bir ve iki ve kolay bir soru ama her soru böyle olmayabilir.

İkinci soruya geldim. Gene üstteki kalın olmayan paragrafı okumayı ihmal etmedim. Paragrafta altılı çizili olarak önemli bir bilgi verilmiş.

Sorunun devamını okurken bilgiyi unutmamak, bilgiyi kullanacağımdan emin olmak için verilen bilgiyi matematik/fizik diliyle görünür bir yere kaydediyorum.

Kütleler aynı mx = my , aynı tür cisimler öz ısıları da aynı. cx = cy

İlk öncülde ısı sığasını sormuş. Isı sığasının formül yazdım. (ısı sığasının formülünü yazmaya gerek yok, ama m.v/q.B gibi karışık formülleri mutlaka yazıp öyle yorumlayın.)

Tekrar ediyorum bu kolay bir soru olabilir ama bazen öyle upuzun bir soruyla karşılaşırsınız ki bildiklerinizi mutlaka kaydetmeniz gerekir. 

Tiklerimi koydum, üçüncü öncüle yanlış dedim ama tam emin değilim. gene de doğru olduğunu düşündüğüm cevabı işaretleyip 4.soruya geçtim. (niye soru atladım? anca o kadarını printscreen yapabildim :) )

4.soruyu da aynı süreçle çözdüm. Yalnız çözerken h1'in arttığını belirtmek için h1 arttı yazmak yerine h1 yukarı ok koydum. Kendi cevabımı verdikten sonra şıklarla karşılaştırıp cevabı işaretledim.

5.soru da aynı şekil, önce üst paragrafı okudum. Yalnız burada şöyle bir can alıcı nokta var.
Özellikle matematikte problem sorularında soru sözel olarak verilir.
Yaş(Ayle) = ? demez.
Bir de soruda bir hinlik varsa örneğin Ayşenin yaşını soracağına zaten soruda vermiş olduğu Ali'nin yaşıyla toplamını sorarsa hataya düşebilirsiniz. (Gerçi gerçek sınavda olmaz bunlar ama belli mi olur?)

Böyle durumlara karşı önlem alabilmek için sorunun sorduğunu matematik dilinde bir köşeye yazmalısınız. Resimdeki soruda pek gerek olmasa da örneklemek için K.N.Su? yazdım.

Not: Eğer işaret kullanamayacak gibi olursunuz, örneğin soruda hangi öncüller doğrudur diye sormak yerine hangisi midede sentezlenir diye soruyorsa tik yerine evet filan da yazabilirsiniz. Çok zamanınızı almaz ve size bir soru kazandırabilir.

UYARI: Peki I, II, III diye öncüller verdi ama hangilerinin yanlış olacağını sordu. Yanlışlara mı tik koyalım yoksa gerçekte doğru, ama soruda işaretlersek yanlış yapmış olacağımız öncüllere mi?

Buna bir karar vermelisiniz. Çok da önemli olmayacağı için ben bir tanesini seçip kesip atayım.
Her zaman geçerli, doğru olan bilgiye tik atın.
Yanlışa x atın. Yanlışı sorarsa sakin ve dikkatli olun ve x attığınız öncülleri aşağıya yazıp ona göre işaretleyin. (Yazmasanız da olur, burada amaç sizin daha doğrusu beyninizin yanlış olanları sorduğunu gördüğü anda hızlı ve anlık bir kararla doğru öncülleri işaretlemenizi önlemek.)
(Ama "hangileri yanlıştır"ın altı çizili olacağından çok fazla başınıza gelecek bir şey değil.)

Fizikte özel bir durum var, o da şu: Vektör kullanmak işinizi kolaylaştırır. Moment dengede herkes vektör kullanır. Kaldırma kuvvetinde kimse kullanmaz.
Bu yüzden o üstüste 3 cismin birbirine bağlandığı ve ortadaki cismin ip kopunca yüzüp yüzmeyeceği sorulan sorular size cehennem olur.

O yüzden vektörleri sık sık kullanmalısınız.

Bir soru üzerinden örnekleyeyim.
Sorunun orjinali, belki çözmek istersiniz; (soruda bölmeler tam çıkmadığı için sarıyla gösterdim.)




Çözümüm:




Gördüğünüz gibi her cisme uygulanan kuvvetleri vektörlerle gösterdim. Sistem dengede yani net kuvvet 0, bu demek oluyor ki aşağı çeken kuvvetlerle yukarı çeken kuvvetler eşit. Kendim çıkardığım bu bilgiden yararlanarak denklemler kurup soruyu çözdüm. azimliyazar.blogspot.com

Dikkat: Aynı ipteki gerilmeler eşit. İpteki gerilmenin yönünün ne tarafa olduğunu bilmiyor musunuz? Eğer o ip olmasaydı o cisim yüzmez yere düşerdi çünkü yoğunluğu sıvının yoğunluğundan büyük. Bu demektir ki ağırlığı kaldırma kuvvetinden büyük. Ama dengede olması için her iki tarafın eşit olması gerekiyor. Bu yüzden ufağın (Fkaldırmanın) yanına Tipi yerleştireceğiz ki dengelensin.

Önemli Uyarı: Burada en can alıcı nokta, benim Fz'ye V.d.g. dememdi. Ama Z cisminin hacmi 3Vlik. Ben Fzyi Fy'ye eşit bulduğum anda Vz = Vy diyebilirdim, znin hacminin 3v olduğunu unutup. Böyle durumlarda çok dikkatli olacaksınız arkadaşlar, neye x dediğinizi bileceksiniz.
Veya benim gibi Znin 1 bölümlük hacmine V demek yerine V/3 diyip zor işlemlerle kesin çözüme varacaksınız.

Bunun gibi vektör içerebilecek her soruda vektör yazarak işinizi kolaylaştırın.

#Soruları çözdükten sonra

Testimizi bitirdik, kontrol ediyoruz. Kırmızı kalemle (kesinlikle kırmızı kalem, daha güzel görünüm için) tikimizi, eksimizi koyuyoruz.

Kontrol ettikten sonraki görünüm:



**** Yanlış yaptığınız, boş bıraktığınız, emin olmadığınız, emin olmadığınız halde doğru yaptığınız sorulara hemen dönüyoruz.******

**** Ertelemek, ara vermek, başka teste 
geçmek yok hemen dönücez. **********

**** Araya çay molası bile sıkıştırmıyoruz. 
Anne bir şey isterse "Dur anne, şu an sınavı kazanıyorum." diye cevap veriyoruz. ****

Bakıyoruz 1'in doğru cevabı denizliymiş. Şaşırıyoruz biraz, sonra neden böyle olacağını düşünüyoruz. Ders notlarımız yanımızdaydı, onlara göz gezdiriyoruz. Benzer örnek var mı diye bakıyoruz. (Kesin vardır.) Varsa o örneğin çözümünden yola çıkarak çözümümüzü yapıyoruz.
(Bu size hocanızın çözdüğü 5 soruya bedeldir, çünkü o soruyu denemelerde göreceksiniz. (ki bi de örnek soruyu buldunuz, yani kalıp soru her yerde var) Denemelerde gördüğünüz anda, "Aaa ben bunu ilk başlarda yapamamıştım sonra kitaptan bakıp yapmıştır şöyle oluyor şu." diyebilirsiniz.

İşin kolayına kaçıp hocaya sorarsanız hocanız çözerken çözümün aklınıza yatıp yatmadığına, hocaya dikkatinizi verip vermediğinize, hocanın anlatıp anlatamadığına daha bir ton şeye bağlı. Siz kendiniz (tabii doğru çözümü) akıl süzgecinden geçirerek (kitaptan geçirerek değil)
çözerseniz bu şartları zaten sağlamışsınızdır. (Kendi yaptığınız çözüm aklınıza yatmayacak değil ya.)

Benzer örnek var mı diye baktık bulamadım. Soru elimizde kaldı. Sorunun soru numarasını sayfanın en üstüne yazıyoruz. Sonra bir daha soruya döndüğümüzde çözersek üstte yazdığımız soru numarasının üzerine çarpı atıyoruz.

İkinci soruya geldik. 2.soruyu doğru yapmıştık ama 3. öncülden emin olamamıştık. Gene dönüyoruz soruya.
Bir şey ifade etmiyorsa, sorunun üzerine 3.öncülle ilgili problemimizi not alıyoruz. (Ben biraz kestirip attım burada siz daha detaylı yazın.)

En yukarı soru numarasını yazdık. Soru numarasının yanına da öncül numarasını. Hocaya soru sorarken "2.soru" değil "2nin 3.sü diyeceğiz."

Not: Daha detaylı not yazarken uzun uzun cümleler kullanmayın. Mümkün olduğunca anahtar kelime kullanın. Veya postit alıp soruyla ilgili görüşlerinizi içeren görüşlerinizi ve nerede takıldığınızı yazın. Hangi yöntem işinize yararsa onu yapın, ama mutlaka işe yarayan yöntemi kullanmalısınız.

Dördüncü soruda soruyu işlemli bir şekilde yaptığımız halde çıkmadı. Önce işlemleri kontrol ediyoruz, 2 kez ve yavaşça. Gene sonuç yok.
İşlemleri silmiyoruz!!, hoca silmeden önce de onu uyarıyoruz.
Oraya not alıyoruz, şunu yaptım neden olmadı diye. Hoca sizin işlemleri kontrol edip hatayı bulmalı.

Dördüncü soruda konuyu bildiğiniz ve sadece kıytırık işlemlerden soruyu kaybettiğinizi düşündüğünüz için kıytırık bir işaret olan ~ 'ı altına yapıştırıyoruz.
O soruda önemli bir detayı da atlamış olabilirsiniz, önemli olan o soruyu içeren bilgiyi biliyor olmanız ve o soruyu yapabilecek düzeyde olmanız. Bu yüzden ~ kullandık. Sorulara bir daha baktığımızda en önceliğimiz ~ olmalı, çözene kadar uğraşmalıyız.

Beşinci soruyu dertsiz tasasız çözdük ve geçtik.

Altıncı soruyu okuduk. Bir şey anlamadık. Testi kontrol ettikten sonra gene okuduk ve bir şey anlamadım. Çözdüğünüz örneklerle bağdaşmıyor. O soruda bilmediğiniz bir şey var bu yüzden üste numarasını yazıp daire içine alıyoruz. O soruyu derhal sormamız lazım, ölüm kalım meselesi.

Not: Mutlaka soru numarası kullanın, bu iş eksi koymakla, soru numarasını daire içine almakla olmaz. Soru numarası yazmak çok pratiktir,  ekstra göz taramasına ihtiyaç duymazsınız ve sorularınız karambole gitmez.

#Soruları sormadan hemen önce, randevu alma

Hocanıza soruları soracaksınız. Sormanın en sağlıklı zamanı hemen ertesi gün sormaktır. Eğer sorular beklerse sizin o sorular hakkınızdaki fikriniz de azalacak, yahu ben niye bunu soracaktım, ben bunda niye takılmıştım, benim aklıma konuyla alakalı bir şey takılmıştı gibisinden monologlar yaşacaksınız. Ne kadar not alırsanız alın bu kaçınılmaz.

Bunu azaltmak için yapacağımız şey sormadan önce soruları bir kez tekrarlamak, antrenmanını veya simülasyonunu yapmaktadır.
Bu evrede üste yazdığımız soru numaralarına bakarak (ister yuvarlak içine ister ~'lı) soruları tekrar çözmeye çalışacaksınız.
Soruların bir çoğunu çözebildiğimizi göreceksiniz. Eskiden problem çıkaran sorulara bakıp "Ben bu soruda şöyle bir problem yaşamıştım şimdi gördüm ki bunu anlamışım." derseniz sizin kârınıza.
YGS-LYS'de de bunu derseniz amma güzel olur ha.

Simülasyon evresinde (veya önceki evrede) aynı zamanda soracağınız soruları bütün kitap halinde götürmek yerine makasla kesip bir yerde (kalem kutuda bir bölme, sakız kutusu, cüzdan, kısaca her zaman erişebileceğiniz pratik bir yer ayarlayıp) biriktirebilirsiniz.

Not: Sadece kitaptaki soruları not edip, kesip biriktirceniz diye bir şey yok. Ben bir tane A4 kağıdı katlayarak sekiz parça haline getirip üzerine soracağım soruları yazıyordum.
Sayısallarda direkt kitabı kesin bir şey kaybetmessiniz ama biyolojide aklınıza takılanları bu tip kağıtlara yazıp sorun derim.

#Soruları sorarken

Soruları sorarken daha önce provasını yaptığınız için hoca için de sizin içiniz de bu evre çok kolay geçecek. Geçmiyorsa bir şeyleri atlamış olabilirsiniz.

*- Sağa sola bakmayın. Gözünüz kulağınız hocada olsun. Başka yerlere dalmayın. Kalemle oynamak gibi başka işlerle uğraşmayın.

*- Mümkünse soruları boş bir mekanda sorun.

*- Hoca soruyu çözmeden hemen önce soru metnine tekrar (mümkünse hocayla) birlikte göz atmayı unutmayın, sadece çözüme bakıp he deyip geçmeyin aman.

*- İşlemleri takip edin, hoca hata yaparsa uyarın.

*- Sorunun ortasında cevabı kesin olarak anladıysanız. "Hocam ben bunu anladım, geçelim." deyin.
Bu özellikle Mat ve Geoda yapmanız gereken bir şey, cevap çoktan belirmiştir ama hoca da mecburen işlemlere devam eder.
Halbuki adam/kadın "Yahu bu öğrenci güya üniversiteyi kazanacak ama işlemleri bile bana yaptırıyor ya." gibisinden düşüncelerde bulunuyor olabilir haklı olarak.

*- Hocaya sorarken ne istediğinizi bilin. Hocanın kafasını karıştırmayın. Soracağınız soruyu kısa ama detaylı tutmaya çalışın.
Yani sorunuz net olsun. "Hocam ikinci dereceden tüketicilere enerjinin çok küçük bir kısmı aktarılır buna rağmen biyolojikbirikim niye onlarda bitkilerden fazla?" şeklinde sorunuz net olsun. (Soru dandik oldu ama idare edin.)
Eğer bu olmuyorsa "Hocam ben şurayı anlamadım diyin." Sorunuz detaylı ve net olmasın ama bir alana spesifik olsun bari.
Eğer aklınızda birden fazla tereddüt varsa veya sorudan kökten bir şey anlamadıysanız, olabilir insanlık hali,
"Hocam şu soruyu yapabilir misiniz." diyin. Dershanedeki öğrencilerin en az %80'i böyle soruyordur zaten.

*- Hocaların kolaya kaçıp asla uygulayamayacağınız çözümleri önermesine izin vermeyin, en çok fizikçiler yapar bunu.
Fizik dersini anladıysanız oldukça pratik bir şekilde hayattan örnek vererek anlatabilirsiniz evet ama biz öğrenciler gram anlamadığımız, gözümüzde canlandıramadığımız fizikte karşımıza şok etkisi yaratan çözümler geldiğince apışıp kalırız.
Hoca işin kolay kaçarsa üzerine gidin, mümkünse açığını bulun, bulamassınız "Hocam bu çözüm aklıma yatmadı, ben bunu sınavda yapamam, lütfen başka bir çözüm önerin." tarzında şeyler söyleyin, mutlaka vardır başka bir çözümü.

Örnek veriyorum. Çok değerli bir hocamın yaptığı bir çözüm bu, kötü örnek değil. Şimdi bir sistem var, ipe bağlanmış cisimlerden oluşan eğik düzlemli bir dinamik sorusu. Cisim ekleyip çıkarınca gerilmedeki değişimi soruyor. Adam buna denklem yazmadan denge dinamikten giderim diyor.
Örneğin aşağı düşen ve hareketi sağlayan cisim var, bu cismin ağırlığı G = T + m.a dır. Olur da cisim ekleyip çıkararak hareketi sabit harekete ve dengeye çevirirseniz oradaki m.a gider ivme kayboldu çünkü.
E cismin ağırlığı da değişmeyeceğine göre T artar dedik.

Hocam bu çözümü anlatmadan önce "Çok kolay bir mantığı var, anlatayım dene, anlmassan başka bir çözüm yapıcam." şeklinde bir alternatif olarak sunmuştu.
Bunun gibi pratik çözümler fizikte çok karşınıza çıkar, ıkınıp anlamalısınız ama anlamadığınız takdirde alternatifi de genellikle olur, sormanız yeterli.

*- Matematik hocalarına gereksiz, fazlaca vakit kaybettiren, soruda ne sorduğu bile adam gibi belli olmayan sorular sormamaya özen gösterin.
Özellikle YGS problemlerinde çok yaşanıyor bu durum. Adam doğal olarak soruyu 2-3 farklı şekilde yorumlar, hepsine işlem yapmaya çalışır.
Sonra "Yaa hocam bu soru bankası bi garip yaaa." diye dövünmeyin.

*- Biyolojicilere mutlaka neden sormaya çalışın, bunu daha önce örnekleyerek açıklamıştım bilmiyorum nerede.

*- Anlayamadığınız sorunun çözümünü tekrar isteyin. Dikkat etmediğiniz sorunun da çözümünü tekrar isteyin. Bazen hoca soru çözerken aklınız başka yere kayabilir (kalmamasına özen gösterin, soruyu hocayla birlikte çözmeye çalışın) bu durumda yapılabilecek en doğru şey utanmadan sakınmadan "Bir daha!" diyebilmektir.

*- Bazen bir soru sorduğunuzda hoca konuyu baştan özetlemeye başlayabilir. Eğer ne istediğinizi bilerek sorduysanız bunu yapmasının bir sebebi vardır, sizin o konuda atladığınız çok önemli bir nokta vardır ve hoca işin köküne inerek halletmeye çalışıyordur.

*****- Hocalarınız çözümleri okunaklı ve atlamadan yazsın, genellikle yazarlar ama siz hocaya çözecek kıç kadar alan verirseniz yazmayabilirler. Mümkünse hocaya boş kağıt verin.*******

*- Hocayla soru üzerinde tartışın ama bu size olmayacak şekilde uzamasın. Muhabbet etmeyin.

*- Hocaya dert yanmayın. Duymak istediğinizi duyarsınız, fazlasını değil.

#Soruları çözdürdükten sonra

Eveeeeet sorularımızı sormayı bitirdik. Eve geldik. Hemen sorduğumuz soruları çocukların ulaşamayacağı emin bir yere koyuyoruz, bir daha kapağını bile açmıyoruz ve limonatamızı yudumluyoruz. Sonra sınavdan çıktığımız anda ÖSYM'ye sövmeye başlıyoruz. :)))))))))

Bir çok kişinin yaptığı hata, hocaya soruları çözdürdükten sonra sorulara bir daha dönmemek. 
Hoca zor bir soruyu çözdü, çözüm aklınıza yattı, belli ki işe yarayacak. E siz o soruya bir daha dönmezseniz
nasıl aklınızda kalabilir o? O kadar tekrar tekrar diyorlar, alın size tekrar.

Not: Hocanıza soruları çözdürürken "Hocam sorulara bir daha dönücem diyin, ona göre yazı yazsın."

Soruları çözdürdükten sonraki gün (hemen çözdürdüğünüzün akşamı da olabilir.) hemen çözdürdüğümüz sayfaları açıyoruz.
Başlıyoruz göz atmaya. Bu aşamada sesli düşünüyoruz, sorular karambole gitmesin diye. "Hmm ben hocaya şu soruda şunu şunu sordum, şunda kafam takıldı dedim hoca şöyle şöyle diyip hatamı buldu sonra işlemler yapmaya başladı."

Eğer soru bir daha karşınıza gelince kesinlikle çözecekseniz geçin. (Bu aşamada kendinize karşı dürüst olun.)
Tereddütünüz varsa işlemleri silmeden başka bir kağıda çözümü yapın. Eğer soru geometri soruysa silmek zorunda kalabilirsiniz hocanın çözümünde ne yaptığını aşamalarıyla yazın ve can alıcı noktaları çizin öyle silin.

Eğer sorunun çözümünden hiçbir şey anlamıyorsanız kendinizi zorlayıp o anda hocanın neler söylediğini hatırlamaya çalışın.Çıkmadıysa soruyu not edin veya kesip yapamadığınız sorular için kullandığınız kutuya atın. Bu soruyu hemen sorun.

Not: Eğer hocanın çözümlerini hatırlamakta büyük zorluklar çekiyorsanız ses kaydı alın.

Eğer bahsettiğim tekrarları yapmaksınız, işi hafızaya bırakmış olursunuz. "Attım hafızaya" isimli yazıda bahsettiğim zor yapılan çabuk yıkılan sinapsların eline düşersiniz. Yapmayın, gelin adamakıllı üniversitesinizi kazanın bu yolla.
Bu yazdıklarım çok zor değil, ama üşengeç işi değil. Doğrusu bunları yapmak yerine yeni baştan test çözmeyi seçen bir sürü yanlış yolda insan var. Zaten kafasına takılan soruları bulup halletmişken niye yeni test çözüyor ki bu kişiler?
Saçma değil mi?

Not: Bu dediğim tekrarlar fazla uzun sürecek şeyler değil. Üşengeç olmayın.

#Arkadaşa soru sorma meselesi

Ben Matematik'i resmen sıra arkadaşımdan otlandım. Adam çözüyordu beyler. Zaten yaptığı çözüm öyle
bana çok yeni bir şeymiş gibi gelmiyordu, o çözerken ben de anlıyordum, "Bak ben bunu kaçırmışım tüh." filan diyordum.
Matematiği arkadaşınıza çözmekte sakınca yok. (Tabii arkadaşınız çözümü konuyla bağlantılı olarak yapmalı,
adam gelir karmaşık sayı sorunu geometrideki vektörlerden filan çözmeye kalkar. Çok doğaçlayan elemanlara soru sorup kafanızı karıştırmayın.)

Ama Geometri'de biraz sakınca var. Kitabınızda kalıp soru çıkar, arkadaşınız onu çözerken kolay yolu bulamaz, türlü türlü yoldan geçer, en sonunda bir cevap bulur ama o soru sizin çoktan
"Çözülmesi imkansız soru." halini almıştır. O yüzden arkadaşlarınızla zaman zaman bilgi alışverişi alsanız da geometride tam destek almayın derim. Fizikte de aynı şey geçerli, çünkü ders anlamaya dayalı.

Biyolojiyle Kimya'nın sözel kısımlarını arkadaşınıza sormayın, önce kitaptan/notlarınızdan bakın olmassa okulda/dershanede tenefüslerde hocaları çeviri çeviriverin.
"Hocam bakterilerin hücre çeperi peptidoglikan mı? -Evet
"Hocam alkanlar katılmatepkimesi verir mi?" -Siklopropan hariç hayır." gibisinden diyaloglar kimsenin vaktini almaz, utanmanıza gerek yok.

Biyoloji yorum soruları mutlaka hocalara bırakılmalı. Kimya LYS işlemli sorular var, kimin çözümü aklınıza yatarsa ona sorun, öğretmen öğrenci fazla farkedeceğini sanmam.