Merhaba arkadaşlar. Blogtan epey uzak kaldım, unuttum sanmayın. Bugün ilk Matematik vizemden çıktım, LYS bitsin kurtulucam diyordum ama üniversite de "Limit, Türev, İntegral" üçlüsünü görüyoruz. :(  Anlayacağınız meşgulüm ama daha önce de bahsettiğim gibi yazın işin temel kavramlarını verdim, aciliyeti olan bir konu aklıma gelmiyor ki yazayım.

Bu yazıda ilk başta kısa kısa şeyler yazacaktım ama baktım çok uzadı. Yine de hepsini okuyun ama ben Ctrl + F yapmanız için yazının içeriği ile ilgili bilgi vereyim.
Anahtar Kelimeler: (kopyalayıp aratın)
- kaç saat çalışayım?
- zaman denemeleri
- töder
- güvender
- optik
- GENEL VE ÖNEMLİ BİR NOT
- fizik
- tahmin (derece tahmini olan)
- ekim (başarılı bir öğrenci ekim-kasım gibi napar)
- YGS'ye kadar bitmesi gereken LYS konuları (Sayısal)
- Matematik sorularını çözmeye yarayan mucizevi program
- Çok çalışmadan sınavı kazanmanızı sağlayacak mucizevi teknik


* "Temelim yok, geçen denemede 340 kırk yaptım ne önerirsin?" veya daha da kötüsü "Sınava yeniden hazırlanıyorum ne önerirsin?" tarzı oldukça genel sorular sormayın lütfen, yazın olsaydı cevaplardım da eskisi kadar işsiz değilim, kaldı ki blogta bir ton yazı var ve internette ygs-lys hakkında yazı içeren tek site bu site değil. Sizin geçtiğiniz dönemden ben de geçtim, birine "Sınava hazırlanıyorum ne yapmalıyım?" tarzı genel bir sorup çabucak cevap beklemek yerine internette farklı kaynaklardan okumalar yaptım ve işime de yaradı.

* "Ben çalışmaya geç kaldım, şu kadar çalışsam yetişir mi?" , "Ben doktor olmak istiyorum günde kaç saat çalışayım?" , "Hedefim mf4'te ilk yirmi bin, günde 5 saat çalışsam yeter mi?"
Bu sorularla da çok karşılaşıyorum. Anlamını çözemedim? Kardeş ben kimim ki buna doğru cevap verebileceğim? Kaldı ki diyelim cevap verdim, hadi bir kaç kişiye daha sordun ve onlar da aynı cevabı verdi. Ve günde beş saat çalıştın. Sınav kötü geçti ve istediğini yapamadın, kimden hesap soracaksın?
Bu sorulara verdiğim ve en doğru olduğunu düşündüğüm, blogun da her yerinde yazan cevap şudur:
"Her gün + Tüm gün."
Fatih Aslan'ın sözlerini hatırlayın: "Bilgisayar yoktu, televizyon yoktu bir şeyden fedakarlık etmeme gerek kalmadı."

* Aklıma geldi, sınavda başarılı olmanın en önemli yollarından biri sınavda sınav modunda olmak yani tamamen sınava konsantre olmaktır. Örneğin benim okul sınavlarımda canım sıkılıyordu ve artık bitsin gitsin diye erkenden verdiğim oluyordu. YGS ve LYS Fende bu olmadı ama LYS Matematik ve Geometri de oldu, ki beni arkalara doğru atan sınavlar da bunlar oldu. Bunun ilacı her denemeye gerçek sınava giriyormuş gibi girmektir arkadaşlar. Daha önce bir yazımda yazmıştım, gene yazıyorum. Sınavı bitirdiğiniz anda çıkıp gitmeyin, kontrol de edin. Sınavı çözmek kadar kontrol etmek de beceri isteyen bir iştir, artan zamanınızı da kullanmayı öğrenmelisiniz. Bundan sonra her deneme sınavına gerçek sınava girer gibi girin. Hatta Şubat/Marttan itibaren sadece kurşun kalem kullanın.
* O değil de sürekli müziği bırakın dedim, YGS'den bir hafta önce müziği bırakan ben LYS1'de bunu yapmayı unutup önceki gün deli müzik dinledim. Bütün sınav kafamda melodizi çınladı. :'(

* Töder ve Güvender  denemeleri hakkında sorular soranlar oldu. Arkadaşlar hiçbir yayın ÖSYM'nin yaptığı gibi bir sınav yapamaz. Bu yüzden bu tür Türkiye çapı sınavlardan medet ummayı bırakın. Bu tür sınavlar gereksiz yere zor ve amele sorularla doludur (girmedim ama az buz biliyorum) (zaten mantıklı düşünürseniz kolay olsa "ölçmüyo bu yaa" "olm bu sorular çok kolay lan biz bunlara mı para verdik" diye sızlanır millet). Bu tür soruları önceden çözen, ezberleme derecesine kadar gelmiş kişiler çözer ve tepelerde olur. Sonra ÖSYM pis bir soru sorar ve bunların yarısı şapa oturur. Bireyin sınavlarında sürekli Matematikte 50 yapan YGS 400 küsürüncü bir kız vardı sınava girdi 34.5 net yaptı oradan biliyorum. Sıra arkadaşım Töder'de 15000. oldu. (direkt ekimdekini söylerim sınava yakın olan) YGS'de 5000. :) Örneğin bu çocuk hiç Felsefe yapamıyordu, çalışmamış hiç çünkü. Ben ise felsefeyi çok severim, sırf eğlencesine çalışıp test çözdüm geçen sene. Ben bir yanlış yaptım felsefeden o ful çekti :) Adam sorgulamamış düz mantık yapmış tüm soruları bilmiş doğal olarak. Bu garip ve karışık örnekleri neden veriyorum? ÖSYM'nin yaptığı sınavla piyasa denemeleri hiç bir zaman uyuşmayacak. Adamların kendi yaptığı sınavların bile uyuşmadığı oluyor, bir 2013 LYS1 'e bakın bir de 2010 LYS1'e..
Şöyle de bir örnek verilebilir:
Soru: Tuzla suyu karıştırırsanız ne olur?
Piyasadaki Denemelerin Bakış Açısı: H20 + NaCl = NaCl (suda)
ÖSYM: Tuzlu su olur zaa xd xd

Niye böyle diyorum? 7.Sınıfta girdiğim ve hala hatırladıkça hüzünlendiğim bir SBS sorusu:


Cevap B. Yapamayan varsa bu yazının ikinci kısmını (**) dikkatli okusun.
Evet arkadaşlar bu bir SBS sorusu. Çok da iyi bir soru. SBS'yi ÖSYM'mi hazırlıyor bilmiyorum (Ama Tubitak'ın hazırlamadığı kesin.) Ama bu soru devletin nasıl soru hazırladığının özetidir. Bu soruyu yanlış yapıp bir daha unutmamam çok iyi oldu.

Not: Hazır bahsetmişken söyleyeyim, YGS'yi tekli yıllarda Tubitak'ın hazırladığı bu yüzden bu yıllarda sınavın zor olduğu bir şehir efsanesidir, inanmayın. Ayrıca sınavın zor olması iyi bir şeydir, zor herkese zordur. Gene de çok abartmalarını ben de tasvip etmiyorum tabii.

Bu soruyu çözerken ufacık beynimde geçenler basitçe şunlar: araba fren yapıyor o zaman canı durmak istiyor yavaşlayarak durur. Len bicirik ne biçim çözüm bu? Asıl cevabı televizyonda görünce çok şaşırmıştım tabii, dünyada hangi araba frene basınca aynı hızda gitmeye devam ediyor!?

....komik....

Arkadaşlar gördüğünüz gibi ÖSYM ya da devletin hangi zımbırtısıysa, soru hazırlarken böyle hazırlıyor. Sayı vermiyor, dümdüz bir soru ve dümdüz cevaplar veriyor. Soru çok açık.

Burada sorunun tek bir hedefi var. İstediği tek bir şey var. O da sizin bilginiz.
Onun bu bilginin içeride olup olmadığını kontrol etmesi için sizin kapıyı açık tutmanız yani soruyla iletişime geçebilmeniz gerekmektedir.

Bu birkaç yöntemle olur.
1- Bol soru çözerek. Aynı soruyu çözdüğünüzü görünce beyniniz bir anda uyarılır, "Ha ben bu soruyu çözmüştüm bu bilmemne sorusu, soruda da bilmemneyi istiyor." dersiniz. (Tabii soruyu doğru okumassanız başka benzer bir konunun sorusuna da benzetebilirsiniz.)
2- Soruyu dikkatli okuyup verilen ve isteneni düşünüp, altı çizili kısmın (bu soruda ".. net kuvvet hareket süresince sıfır .. " kısmının altı çiziliydi. ) neden altının çizili olduğunu düşünüp ona göre düşünerek.

Ama sınavda öyle bir an gelir ki sorulara değilde çözümlere dalmış, beyni otopilota almış, bildiğinizi okur bir havaya bürünürsünüz. "Şşt olm uyan saçmalıyorsun." diye kimse de uyarmaz sizi?
"IA, IIA grupları metallerden oluşur.. Hımm doğru bu orada metaller demir felan vardı, diye içinizden geçirirsiniz." Ama dikkatli bakmıyorsunuzdur. Hidrojenin 1A grubundaki bir ametal olduğunu biliyorsunuzdur ama soruya uyanamamışsınızdır. Yani soruyla iletişime geçmemişsiniz. İlk denemenizde bu soruyu yanlış yaparsanız şanslısınızdır, kızıp öbür denemelerinizde hata yapmazsanız. O yüzden hocalar hep "Yanlış yapmak iyi bir şey çünkü düzeltebilecek bir şey var elinizde." tarzı laflar ederler, haklıdırlar da. YGS'de böyle bir yanlış yaparsanız ömür boyu unutmazsınız ve ilk bir-iki yıl içinizi kemirir durur da. Korkutucu bir şey ama insan alışıyor.

Not: Bu tip bir soru da YGS 2013'te çoğu kişiyi gümleten çaylı soru. Ama bu soruyu vermiyorum spoiler olmasın, nedenini birazdan açıklayacağım.

Neyse efendim bu yazının özeti şu, "ÖSYM zar atmaz." ÖSYM'nin genel olarak soru tipi bellidir ve hiçbir denemeye benzememektir. ÖSYM temel kavramları ister, salak salak formüller ezberlemek zorunda kalmazsınız pek. Örneğin optikteki ayna formülleri neredeyse hiç çıkmaz. (Hiç çıkmaz diyeceğim de çıkar mıkar şimdi korkuyorum hala :'( )
Yazının ikinci özeti ise şu: Sınav sırasında dalıp gitmeyin iyi düşünün soruları ciddiye alın. Şimdi sizi ilkokul fiziğiyle başbaşa bırakıyorum.

** (Yazıyı yazdıktan sonra gelen edit: Çok fena laf salatası olmuş ama silmeye kıyamadım, bu bölümü okumasanız da olur. )
İlkokul fiziği diye dalga geçtim ama ilkokul fiziği bilmezseniz fizik bilginiz zor soruları ezberlemekten öteye gitmez arkadaşlar. Ve bu zor sorular gerçek sınavda karşınıza gelmez. Soruları ezbere de çözemezsiniz pek. O yüzden yapmanız gereken bir an önce ben "Fiziği öğrenicem." deyip videoları izlemeye başlamaktır. Konu anlatımlı kitap okumayın çünkü kitaplarda görsellik kısıtlıdır, ayrıca okuması da sıkıcıdır. Açın video izleyin.

Not: Aşağıda hatam varsa lütfen uyarın ve unutmayın her insan hata yapabilir.

Yukarıdaki soruya açıklama yapayım azıcık. Arkadaşlar öncelikle daha önce de yazdığım gibi, fizikte formüllerün mantıklı açıklamaları vardır. Şimdi yazacaklarımı bilimsel temele dayandırmadım (yani açıp merak edip okumadım kendim kafamdan uydurdum.) ama bence şöyle basit bir kural var. Bir etken (değişken, her neyse) bir şeyi doğru orantılı olarak değiştiriyorsa yani etken arttıkça o "şey" de arttırıyorsa o formülde o etken diğer etkenlerle çarpılır.

Önce temel kavramlar.
Enerji yoktan var edilemez veya yok edilemez. Aktarılır, dönüştürülür felan fisman.
İş formülü Kuvvet çarpı yoldur, işe aynı zamanda enerji değişimi de denir. Direkt enerji denmez çünkü o zaman yaptığım iş direkt varlığın enerjisine eşit olur gibi bir anlam çıkar ki bu mümkün değildir. En fazla üzerine iş yapıp enerji eklemiş olursunuz. Veya o size iş yapar ve enerji kaybeder.
İş yani enerji değişimi kuvvet çarpı yol dedik. Yani bir kuvveti bir yol boyunca uygulayınca iş yapmış oluyoruz. Yol burada hızı ve zamanı kapsar. Kuvvetin yolla çarpılmasından oluşan iş cisme enerji ekler, bu kinetik enerjiyse (yani duran/giden bir cisme gidiş yönünde uygulandıysa) dolayısıyla hız da eklemiş olur. Yani kuvvet hızı etkiler diyebiliriz.

Sürtünme kuvvetine geleyim.
Öncelikle ne bu sürtünme kuvveti? Diyelim asfalt yolda bisiklet sürüyorsunuz, bindiniz, pedalı yalnızca bir kez çevirdiniz. Bu kadarcık çevirmeyle pek yol katedemezsiniz herhalde, bisiklet bir süre sonra durur di mi? Halbuki siz bisiklete bir hız kazandırırdınız ve bu hızla ömür boyu gitmesi gerek?? Ama buzda değiliz ki böyle bir şey mümkün olsun? (Ki buzda da mümkün değildir, gerçi denemedim ama.) Bisikletin hızını emip durmasını sağlayan sürtünme kuvvetidir.
Yukarıda hız ekleten kuvvet burada hız emiyor? Nasıl olabilir bu? Kuvvet giden cismin gidiş yönünün tersine olursa olur.
Sürtünme kuvveti yüzeye etkiyen kuvvet arttıkça artar. Tüy gibi hafif bir şeyin en çok sürtünen şey olmasını bekleyemeyiz. (Ağırlıkta bir kuvvettir. F= kütle çarpı ivme, m kütle g ivme dolayısıyla G de kuvvet oluyor.) Dolayısıyla formülümüzde bunu çarpıyoruz. Bir de yüzeye bağlı etkenler var. Yüzeyin pürüzlülüğü, yüzeyin yapıldığı madde felan. Bu hesaplanıyor mu (dünya kadar değişkeni olabilir), denklemi yazınca 99.dereceden 314 bilinmeyenli denklem mi çıkıyor, bilmiyoruz. (Nerden bileyim yav??) Tek bildiğimiz bunların hepsinin k diye bir varlığın içinde toplandığı. Ve k 1'den küçük oluyor ki sürtünme kuvveti orjinal kuvvetten küçük olsun. İleriye ittiğimiz cismin bize doğru gelmesini bekleyemeyiz sonuçta. Sürtünme katsayısı da arttıkça sürtünme arttığından çarpılır. (E herhalde, k = 0 sürtünme diye bir şey olmaz, olmaza yakın olan şey az olan şeydir. ;D) Böylece formülümüz k.N oluverdi.

Duran bir cisme ileri doğru kuvvet uygularsak ona enerji verip onu hızlandırız, yoldan bahsetmeye gerek yok zaten bir saniye ittirip bıraksak bile o bizim parmağımızın ucunda yol almış olur azıcık da olsa.  Bu böyle, şimdi soruya dönelim. Soru basit. Aslında sürtünme kuvvetiyle de alakası yokmuş, yarım saattir boşuna sürtünme kuvveti anlatmışım. Eleman frene basmış. Net kuvvet sıfır olmuş. Eskiden bir net kuvvet vardıysa hızı artıyordur. Ama şu an net kuvvet sıfır. Arabaya giren çıkan olmuyor. Dolayısıyla hız artmıyor, sabit. Sabit hızla devam eder. Net kuvvetin neden 0 olduğunu sorgulamaya gerek yok.

İşte arkadaşlar soruyla iyi iletişime geçmediğimden "sürtünme kuvvetiyle alakalı" diyip sürtünme kuvvetine methiyeler yazdım ama çözmeye kalkışınca öyle olmadığını anladım. Benim düştüğüm hataya düşmeyin :))

Bu kadar laf salatasıyla anlatmak istediğim şu. Ben 12.sınıfa gelene kadar bunları pek bilmiyordum. Sürtünme kuvvetini kmg diye ezberliyordum ama sürtünme kuvvetinin formülündeki k.N'deki N herhangi bir kuvvet olabilir. (Silindirli dairesel hareket sorularında bunun merkezkaç kuvvetine eşit olabildiğini görmüşsünüzdür.) Sonuç olarak ezber bir işe yaramıyor ve en sonunda geriye dönüp "Ben napıyorum ya?" diyorsunuz. Bundan sonra yapmanız ezber değil işin mantığını gerek hocaları pür dikkat dinleyerek gerek kendinizde fikir yürüterek kavramaktır.

Bitti çok şükür. Başka konulara akalım.

* Eğer gerçekten sınavda yapacağınız dereceyle ilgili tahminde bulunmak istiyorsanız, bunun bir yolu var. Ben yaptım oldu:
Çıkmış YGS sorularına hiç bakmayın. Mart ayı geldiğinde bunları kitapçıdan deneme olarak satın alın. Haftasonu veya herhangi bir sakin günde, sabah erken kalkıp sınav saatinde çözün.
YGS 2011 ve YGS 2012'nin paragrafları uzun, YGS 2013 ise ayarında. 2012 ve 2011'in Matematik soruları da makul derecede zordur. YGS Fen soruları genelde aynı ayarda olduğu için yorum yok. Sosyal için de aynı şey geçerli diyebiliriz yalnız bana YGS 2010 ve 2013'ün sosyal soruları biraz daha farklı geliyor. Bence YGS 2011'in seviye belirlemede en iyisi. Ama kardeşleri ayırmaya gerek yok, hepsi birer hazine. İyi kullanın. Piyasada denemelerini 40 dakika arttırmak bir beceri değildir, gerçek beceri YGS'yi yetiştirmektir. ;) Bu YGS'de yapacağınız netler sınav günü saçmalamazsanız gerçek YGS'ye benzer olur. (Ben de öyle oldu.) (Geçmiş YGSlerdeki soruların benzerlerini çözdüğünüz için gerçek YGS bir tutam daha az gelebilir.)

* Ve evet, Töder ve Güvender'e inancım olmadığı gibi Zaman denemelerine de inancım yok.
Malum bir zaman denemeleridir gidiyor. Bir akşam ben de açayım çözeyim dedim. Türkçede bir sürü "zor olsun, YGS de zordu" diye sorulmuş saçmasapan çelişkili sorular vardı. En kötü Türkçe'mi yapmıştım 6-8 yanlışım mı ne vardı. Halbuki gerçek sınav ful :) Yapamadığım paragraf sorularını babama (kendisi Türkçe öğretmeni) götürme gereği duymadım, çünkü cevabı "Piyasadaki denemeleri çözme ÖSYM'ninkileri çöz." olacak adım gibi eminim. Adam haklı beyler.
Matematikte de aynı şekilde 6-8 yanlışım vardı. Halbuki gerçek sınav 1 yanlış.
Coğrafyada da öyle abuk subuk ezber sorular vardı. Feni ve sosyalin geri kalanını hatırlamıyorum. Femci arkadaşlarım feni ygsye biraz benziyordu filan diyordu. Ama sonuçta sınava zaman denemeleriyle girmeden de gayet güzel bir derece yaptım YGS'de. Bundan fazlası olmazdı. Ama LYS zaman denemeleriyle ilgili tek kelime etmem bak, çünkü birine bile girmedim ve LYS'de de kendimce pek iyi bir sonuç elde edemedim.

Ayrıca zaman denemelerinin gerçekçi olup olmadığına çıkmış sorulara göz atarak (spoiler yiyeceksiniz ama napalım) da anlayabilirsiniz.

Ama şu da var ki fazla deneme göz çıkarmaz. Hele mezunların yapması gereken bence her gün bir deneme çözmektir. (YGS'ye yakın da her gün 2 tane.) Ben mezun olmadım ama ben olsam böyle yapardım. Çözmek hiç çözmemekten daha iyidir bunu unutmayın. Ha ayrıca, yazım yanlış anlaşılmasın, bu yazıda demek istediğim "Zaman denemeleri gereksiz pis kaka öcü." demek değildir. Diğer piyasa denemeleri gibi ÖSYM'ye benzememektedir ve bazı soruları direkt "YGS varsa ben yokum." diye çığırmaktadır.

Not: Önceki söylediğim yanlış anlaşılmış, benim zaman denemelerine ciddi bir tepki koymamın nedeni şu: internette bu denemelerin reklamı çok iyi yapılıyor. Yok çok soru tutturuyormuş da yok YGS ile birebir uyuşuyormuş. (Halbuki öyle bir şey yok.) Haliyle insan da bir "zaman denemeleri çözme zorunluluğu" hissi oluşuyor. Denemenin gazeteyle birlikte fiyatı da 5 lira :) Ben geçen sene piyasadan tek tek deneme almıştım (kitapçıda bir deneme paketini açıp satıyorlardı yani) öyle bile denemenin tanesine verdiğim para 1.5 liraydı.  Buna rağmen çok da vaadettiği bir şey yok.

* Geçen de bir arkadaş "LYS birincisiyle aynı sınıftaymışsın acaba ekim/kasım gibi kaç net yapıyormuş öğrenebilir misin?" tarzı bir soru sordu. O arkadaşla çok sıkı fıkı olmadığım için soramadım "hey birinci kardeş" diye bir cümleye başlayasım gelmedi. Bir de yani bu arkadaş İzmir Fen'den mezun, adam direkt birinci yani YGS'de ikinci, işi yalamış yutmuş, böyle biri kıstas alınmaz ki.. Ama burada lysde 200 küsürüncü olmuş buna rağmen idealist düşünüp İstanbullu olmasına rağmen Bilkent bilgisayar mühendisliği yazmış bir arkadaşım var. Aynı yurtta kalıp beraber yemekhaneye felan gidiyoruz. (Çok yavaş yiyo ibiş, ben 15 dakikada yiyip bitiyorum geri kalan 30-40 dakika adamın yemesini bekliyorum, yemek yemekten çalışmaya nasıl vakit buldu bilmem.) Neyse, arkadaş bana 11.sınıfta YGS çalışmaya başladığını ekim-kasım gibi 140 net yaptığını ve gerçek YGS'de de 143 net yaptığını söyledi. Buradan benim çıkardığım sonuç bir kere daha erkenden YGS'ye çalışıp YGS'ye odaklanmayın, yazın YGS sayısala çalışmayın (sayısallar için) lafımın haklı olduğu, çünkü arkadaş doyum noktasına ekim-kasım gibi ulaşmış zaten, gerisi onun sözel becerisine kalmış. Ha ama matematikte 49 net geometride 30 net yaparak LYS'de bana farkı koymuş. (O bi boşu da kolay bir soruymuş sonradan çözdüğü halde işaretlememiş.) Böylelikle YGS'nin mal bir sınav olduğunu, asıl odağın LYS olması gerektiğini bir kez daha anlamış olduk. Ne mutlu bize.

* Optik konusuna gelelim. (Umarım çok geç olmamıştır :( )
Bu optik hakkında belli başlı üç şikayet var ama üçü de aynı kapıya çıkıyor.
1) Optiği okulda daha önce görmediğimiz için sadece dershane olunca anlayamadım.
2) Formüller ezberimde kalmıyor.
3) Dershanede çok hızlı geçtiler.

Optiği 9'da hayal meyal hatırlıyorum sanki, ama optiğin asıl işlenme zamanı 12.sınıftır. Dershane okuldan önce işler. Bu yüzden arkadaşlarla hep birlikte sınava hazırlanma safhası henüz olmamış ağır bir fizik konusu insana yabancı gelir. İşin kötüsü optik birsürü saçmasapan formülle (çukur aynada 3ften gelen ışın 1.5f'e düşer vs) doludur. Bunları ezberlemek zordur. Dershanede ilk iki ders hoca bunları tahtaya çizip anlatır, ertesi gün hoca geri dönüp size formülleri ezberletmeye çalışmaz, o artık sizin işinizdir ve siz bunları tekrar etmediğiniz/tekrar ettiğiniz halde unuttuğunuz için hoca soru çözerken tahtaya bön bön bakarsınız, tam çözümü anladığınızda hoca yan tarafta 5 soru birden çözmüş olur ne olup bittiğini anlamassınız bile. Yetmezmiş gibi bir de okulda bunun sınavını yapanlar. Okuldaki dersi dinlemessiniz bile, gerçekten de dershane bir sürü konu yığıyorken okulda anlamayacağınızı bildiğiniz halde dinlemek pek akıl kârı değildir. Sıra altında test çözülür.

Kısacası dershane optikte kendi başına yeterli olmaz. Daha önce fizikte "dershaneye gelmeden önce konunun videosunu izleyin." demiştim. Bu özellikle optikte geçerli. Eğer optiği öğrenip de dershaneye giderseniz fazladan birkaç örnek görmüş olursunuz. Ve hocanın ne yaptığı hakkında fikriniz olur. Bunu yapmadıysanız problem yok. Videolar kaçmıyor.

Ben kendim geçen sene optikten 5 tane kitap çözdüm. Ve sanırım her videodan sonra bir kitap çözdüğüm için en az 5 kere de videosunu izledim. Yani sadece videoya göz gezdirip kapatmadım, baştan sona amele gibi izledim. Yani optik konusunda umutsuzluğa kapılmayın, yılmadan izleyip öğrenmeye çalışın.

Bir de en önemlisi, feme gitmediğim halde sürekli teknofem reklamı yapmamın nedeni, teknofemin optik konusunda epey yardımı dokunuyor. Çok güzel animasyonlar var, o animasyonları kafaya oturttunuz mu görsel hafızanız sayesinde ezbere gerek kalmıyor. (ya da şöyle söyleyeyim; görsel olarak ezberlemiş oluyorsunuz :)) En son baktığımda teknofemin arayüzü değişmişti, belki eski hataları düzeltip beleş video izlemenin önüne geçmişlerdir. Yine de siz o videoları napıp yapıp izleyin. (Anladınız siz onu.)

Genel ve Önemli Bir Not: Optik örneğinde de görebileceğiniz gibi, her konu bir kez işlenerek (konu anlatımı yapılarak, videosu izlenerek) ve sadece bir konu bankası çözülerek halledilemez. Bu yüzden "Ben şu konuyu anlamadım/unuttum." dediğinizde paniğe kapılmayın anlayana kadar yılmadan bir daha işleyin.

* [YGS'ye kadar bitmesi gereken LYS konuları]
Böyle bir zorunluluk yok, fazla konu göz çıkarmaz. Ama bundan azı olmamalı. Bunu okula gidip okul derslerini boşlamak gibi kötü bir yola düşmüş kimseler ve dershaneye gitmeyip "Neye çalışacağımı bilmiyorum." tarzında mesaj atanlar için yazıyorum.
Benim gelişim aşamam bu şekilde:

NOT!!! : Birinci önceliğiniz dershane + okulun ne işlediğidir. Bu ikilinin işlediklerini takip etmeyi bırakıp kafanıza göre gitmeyin sakın. Aşağıdaki liste sadece bir örnektir.

Matematik:
Okul: ÖTF, Limit, Türev bitti. (İlk dönem türev almaya kadar geldik maksimum minimum problemlerine ikinci dönem YGS'den önce geçtik, ama mantığı basit ve soru pratiği gerektiren bir konu olduğu için YGS'den önce de sonra da çalışılmalı bence. İntegral ise YGS'den sonraya kaldı ben de, bende pek sorun teşkil etmedi 1 boşum vardı o soru da çok uzundu zamanım az diye adam akıllı okumadım.
Dershane: 9,10 bitti. 11.sınıftaki konulardan karmaşık sayılar, logaritma, istatistik (ortalama almaktan başka bir işe yaramaz) bitti. 11.sınıf konularından toplam, çarpım sembolleri, dizi, seri, matris ve determinantlar kaldı. Matristen gram test çözmedim kolay diye ama sınavdaki soruyu yapamadım kötü oldu. :(

Geometri:
- Okula hiç çalışmadım çünkü hoca bizi serbest bırakıyordu (ilk başlarda ders anlatıyordu da kimsenin dinlemediğini görünce bıraktı.) ben ama şu YGS ile alakası olmayan uzay, düzlem denklemleri, çember denklemleri ve konikler dışındakileri bitirin direkt. Yani üçgenler, dörtgenler, çokgenler, analitik düzlem, nokta doğru denklemleri, katı cisimler ve vektörler. Vektörleri ben YGS'den sonra çalıştım ama aynı fizikteki gibi mantık kullanılması gereken mantık formülleri var o yüzden ben YGS'den önce de çalışmanızı öneririm zaten dershanin de işliyor olması lazım. "uzay, düzlem denklemleri, çember denklemleri ve konikler" bu konular kolay o yüzden YGS'den sonraya bırakılmasına bir sorun görmüyorum ama yine de okul ve dershanede işlenildiği kadarını bilin yine de.

Biyoloji:
Okul: 3.sınava kadar olan konular yani sanırım Sindirim, Dolaşım ve Solunum kesin olarak var ekstra boşaltım ve kas sistemi de vardı sanırım 3.sınava girmediğimden bilmiyorum. Sindirim dolaşım ve solunumu mutlaka bilin ama şu var ki YGS'de sistemlerin her yerinden soru çıkabilir ama bu sorular konu anlatım kitaplarındaki gereksiz detaylardan oluşmaz. Yani sistemlerin hepsinin üzerinden bir kez geçip temel kavramlar bilinmeli. Gerçi gereksiz detaylar LYS'de de lazım olmuyor. Kemik türleri hiçbir işe yaramıyor mesela. Solunum ve fotosentezin upuzun denklemleri de çıkıyor, genelde bu denklemlerin sağında solunda kırmızıyla yazılmış / kutu içine alınmış yerler çıkıyor. YGS içinse pankreası , hipofiz bezini , sinapsın ne olduğu gibi temel kavramları bilin. Çalışın tüm sistemlere kısaca, kumar oynamayın. Sistemler 12.sınıf konusu olmasına rağmen ilkokulda işlendiği için çıkarrr.

Dershane: Haliyle 9,10 bitti. Tam hatırlamıyorum ama biz galiba tüm konuları bitirmiştik YGS'den önce. Ben pek yorumda bulunmayayım siz çıkmış sorulara bakıp kendiniz karar verin neyi bitirmeni gerektiğini. Benim hatırladığım bitkisel dokular, bitkilerde taşıma (ksilem floem), bitkisel hormonlar felan çıkmıyor. Ama bitkide üreme çıkıyor mesela çünkü ilkokulda işlendi.

Kimya:
Okul: Organikte izomeriye kadar bitti ilk dönem. (Öyle alkanlar alken ketonlar diye topluca çalışmadık, önce adlandırma, sonra izomeri, sonra tepkimeler şeklinde gittik.) İkinci dönem YGS'den önce tepkimelere başladık sanıyorum. Siz Alkan-Alken-Alkin tepkimelerine kadar bilin yine de.
Sakın tüm organiği YGS'den sonraya bırakmayın ha!!

Dershane: 9,10 bitti 11 yok. 11 pek zor değil zaten.

Fizik
Okul: Dairesel hareket, harmonik hareket filan işledik de hepsini YGS'den sonra bir daha işlemek üzere işledik. Harmonik hareketi dert etmeyin formül yazıyorsunuz oluyo, dairesel hareket de çok problem değil ama bilmenizden zarar gelmez.
Ama kondanzatör ve transformatörü bilin mutlaka. Ve tabii optiği de.

Dershane: Dalgalara kadar geldik, dalgalar bittikten sonra bıraktık. Dalgaların başını yani temel kavramlarını bilin mutlaka. Gerisi için şöyle diyip, siz ne olur ne olmaz YGS'ye kadar hocalar dalgaların neresine gelmişse o kadar bilin. Ama açık söylemek gerekirse su dalgaları gereksiz biraz (Young deneyi filan önemli ama) onu YGS'den önce çalışmasanız da olur gibi.
Kondanzatör, transformatör, elektriksel kuvvet, elektrik alan, paralel levha, atışlar, mıknatıslar, emk zıt emk YGS'den önce işlenir ama YGS'de çıkmaz. Bunlardan elektriksel kuvvet, elektrik alan, paralel levha'yı bizim hoca sona bıraktı çabuk unutuluyo diye ama öbürlerini hakkıyla işledi siz de bırakmayın. Mıknatıslar tam YGS'den önceye geldi, ben de YGS'den sonra bir daha işledim. Sağ el kuralını daha çok pratik etmiş oldum yani.

Aman dikkat!: Daha önce söylemiştim bir daha söylüyorum, fizik sözellerini, özellikle 12.sınıftakileri, göz ardı etmeyin. Ben ettim fizikteki 7 yanlışımın 2 tanesi dikkatsiz 5 tanesi sözelden. Tam bir komedi. Ben ettim siz etmeyin.


* [Matematik sorularını çözmeye yarayan mucizevi program] 
Evet var böyle bir program. Şu sitede ikamet etmekte:
http://www.wolframalpha.com/
Malesef ve doğal olarak; İngilizce
Sitenin kullanımı ve incelemesini bu haftasonu detaylı olarak yazmayı planlıyorum. Yine de yazamassam diye siteyi direkt verdim.
Türev almak için "derivative of (x^2 + 2x^(2x+4))/(4sin(cos(pix))" filan yazabilirsiniz. (derivative = türev.) Payı belirtmek için üstteki ifadenin tümünü parantez içine alıyorum, üslü sayıyı da ^ işaretiyle gösteriyorum. Sayının üstü de fonksiyonsa (yani 2x üzeri 2x + 4) üstü de parantez içine alıyorum. Sonuç çıkınca "step by step solution" a bakarak adım adım çözümü görebilirsiniz, bunun için üye olmanız gerekir ve günlük kotanız var galiba fazlası için para istiyor, bilgisayar kurtları ip değiştiririp fake üyelikler alarak bu engelin üstesinden gelebilir sanıyorum. Bir de sadece bu siteye bağlı kalmak zorunda değilsiniz, google'a "limit finder", "limit calculator" , "derivative calculator" , "integral finder" ve benzeri şeyler yazarak türlü sitelere ulaşabilirsiniz Biz üniversitede bunu kullanıyoruz, ödevleri buna yaptırıyoruz beleş not geliyor. (Siteyi de hoca önerdi çok ilginç.) O yüzden bu siteyi verdir.














* [Çok çalışmadan sınavı kazanmanızı sağlayacak mucizevi teknik]



*************************************************************************

Yazı bu kadardı arkadaşlar. Umarım her şeyi dertli toplu yazmışımdır da düşüncelerimi açıkça belirtebilmişimdir. Malum bayağıdır yazmıyorum paslanmışımdır :) Görüşmek üzere.