Yazıya başlamadan önce not: Lütfen, LÜTFEN bu yazıyla çok üst düzey bağı olmayan, kısaca tüm yorumlarınızı/sorularınızı yandaki YGS-LYS Soru Cevap resmine tıklayıp karşınıza çıkan yazıya kaydedin. Böylelikle daha kolay okuyup cevaplıyorum ve başkaları da nasiplenebiliyor yorumlarımdan.

***

Birkaç gündür yoktum, "Ayrık Matematik" isimli garip bir dersin garip bir sınavına hazırlanıyordum. Kurtuldum, şimdi buradayım.

***



YGS'den sonra çok fazla soru ve mail geldi. Açıkçası bunları bekliyordum. Geçen dönem ben de karşılaştım. Hatta ben de sordum.

"xxx. oldum, şu kadara çekme şansım nedir?"

Şimdi bunların arasında gerçekten başarılı olan arkadaşlar var, başarılarında emek sahibiysem ne mutlu bana, başarılı olabilecek arkadaşlar var, sınav bir yarış olduğundan ve illa birilerinin arkalara düşmesi gerektiğinden hayal kırıklığına uğramış arkadaşlar var. Hepsine elimden geldiğince cevap verdim. Şimdi cevaplarımı biraz genelleyerek yazmak istiyorum.

(Her grup için özel olarak yazdım ama diğer grupların yazılarını okuyup işe yarar şeyler bulabilirsiniz belki. Ya da durun ben o kısımları direkt kopyala yapıştır yapayım.)

*

Önce bütün gruplara iletmek istediğim bir mesaj var. Sürekli yazdığım bir mesaj. Bu işin normali "Her gün tüm gün çalışmaktır." Yalnız bir gün tüm gün çalışamadıysanız (ki o gün kayıptır) en azından "Her gün" kısmını uygulayın, kendinize ilke edinin. Bir gün bile kaçırırsanız tembelleşmeye başlıyorsunuz. Test edildi onaylandı. Bir gün kaçırdınız, ikinci gün canınız istemedi. Bu böyle sürer ve bir bakmışsın bir hafta gitmiş. O bir haftada tüm gün / okul dershanesiz 10 saat diyelim hadi buna, çalışsaydınız 70 saat çalışmış olacaktınız. 70 saat YGS'de başarılı da olsanız başarısız da olsanız hayatınızın herhangi bir zamanındaki sınav için büyük bir katkı sağlar. Hadi tüm gün çalışamadınız, 3 gün tembellik ettiniz 3 saat çalıştınız, 4 gün gayret gösterdiniz 6 saat çalıştınız. (Okul, dershane olmadan) 33 saat eder. 33 saat demek tüm lysnin 170 dakika olduğunu göz önünde bulundurursak 11 x 5 = 55 deneme eder. 55 deneme ha vışşşş.

Fakat, hiç çalışmazsanız elde edeceğiniz koca bir 0. Ve bu 1 haftanın iki buçuk ay içerisindeki bir hafta olacağını unutmayın. İki buçuk ay sonra sınav var.

Aşağıda paylaşacağım ama yine de şu yazıma göz atmanızda fayda var:

http://azimliyazar.blogspot.com.tr/2013/08/mezunlarn-basar-hikayeleri-ve.html

***

Başarılı arkadaşlar;

Tebrikler. Açıkçası YGS'de iyi bir derece alıp da LYS'de hezimete uğrayıp istediğinden çok kötü bir okula giden fazla arkadaşım yok. O yüzden bence kendinizi güvende hissedin. Birkaç tane düşüren arkadaşımı yazayım; 400'den 1400'e düşüren var, Boğaziçi Endüstri'ye gidecekken Boğaziçi Makine'ye gitti. 9000'den 9800'e düşürüp ODTÜ Havacılık'a gidecekken 0,1 puanla orayı kaçırıp İTÜ Makine'ye giden var. Ben 1100'den 1700'e düşürüp Boğaziçi Bilgisayar yerine Bilkent Bilgisayar'a gittim. Sıra arkadaşım 5000'den 13000'e düşürüp ODTÜ Makine'ye gidecekken Hacettepe Otomativ'e gitti.

"DUR azimli yazar n'apıyorsun!? Kendinle çeliştin ve şu an paniğe kapılmış durumdayım!! :)"

Hem evet

Hem hayır

Hayır çünkü; saydığım okulların hepsi iyi okul ve bölümler. Dolayısıyla hiçbir arkadaşımın "kaybettiğine" inanmıyorum.

Ammmaaaa

Arkadaşlar kendinizi güvende hissedin dedim ama sakın sakın yaymayın.

Size yılın başında bir gerçekçi bir de nihai hedefiniz olsun demiştim. İşte o gerçekçi hedefinizi garantilediyseniz nihai hedefiniz için çalışın. Yılın başında rüya gibi gelen hedefinize artık yakınsınız! Niye biraz daha yüksek puan alıp daha iyi bir üniversitenin keyfini çıkarmayasınız?

Bir de şu var; eğer LYS'de kötü bir şeye kurban gitmezseniz ben düşüş yaşayacağınıza pek inanmıyorum. Ben düşürdüm, çünkü benim en sevdiğim dersler Türkçe, Tarih ve Felsefe idi. Türkçe'yi ful çektim, ötekilerden birer yanlış yaptım. Malesef LYS'de bana bunlar sorulmadı. Dolayısıyla yetenekli olduğum dersleri değil sonradan çalıştığım derslerle sınandım, bir miktar düşüş yaşadım. Genelde sayısalların favorisi LYS olur. Benim gibi arkadaşlar varsa boşuna paniklemesinler 1100'den 1700'e düştü ne olcak :) Hatta YGS2 1400 bilmemkaçtı MF3 1500 bilmemkaç sorun yok yani fffs.

Yine bir ammmaaaaa

Mayıs ayı yaklaşıyor. Mart nasıl kediler için özelse mayıs ayı da öğrenciler için özeldir. Nisanda gaza gelen bünye mayıs ayında pörsümeye başlar. Birilerini geçmeniz gerekiyorsa mayıs ayında geçmelisiniz. Pardon siz başarılı olanlardınız değil mi, o zaman tahtınızı korumak için 3 ayda da savunma modunda olmanız gerek.

Bakın arkadaşlar yüzdünüz yüzdünüz kuyruğuna geldiniz. Sakın bu kritik 2.5 ayda işleri batırmayın. Taktik maktik hikaye, ciddi olup kendinizi bu işe teslim ettiğinizde bu iş olur.


NOT: Başarılı olanlar için bile yüksek puan önemli, gerçekten başarılı bir üniversiteye gitmek kadar şehir ve üniversitenin fiziki özellikleri de önemli. Özellikle tıpta, kendi şehrinde okumak var, Sivas'ta okumak var. Orası uzak diye örnek verdim. Ve benim gibi batı iklimine alışmış biri için soğuk bir yer. Ve üniversitede başarıyı hedefleyen biriyseniz hem dersler hem de geçim sıkıntısı birleşince çok stresli bir hayat oluyor. Şükür ki benim böyle bir sorunum yok, Bilkent 2 kişilik beleş yurt tahsis ediyor da kurtuluyoruz. Neyse reklamları sonra yapıcam.

Şu grafikleri hatırladınız mı?




Bizim istediğimiz ikinci grafikti.

Tekrar Fatih reisten alıntı yapacaktım, ama videoyu kaldırmışlar. Neyse anlatayım olayı, spiker soruyordu "Nelerden ödün verdin?" diye. Fatih şöyle bir şey diyordu: "Valla ödün verecek fazla bir şey yoktu, bilgisayar yoktu, televizyon yoktu." Dolayısıyla size de daha önce söylediğim gibi eğer alışkanlıkları bırakamıyorsanız kökünden atın. Telefondan, bilgisayardan, televizyondan kurtulun. Özellikle bu 2.5 aylık dönemde. Kurtulun dediysek bir büyüğünüze emanet edin yani. Otokontrol yapmayın, siz rahiplik sınavına hazırlanmıyorsunuz, sabır taşı olmaya çalışmanıza gerek yok. İradenize hakim olamıyorsanız atacaksınız. Bu kadar basit. Örneğin ben League of Legends oynuyordum yılın başında. Oyunu bıraktım. Nasıl mı? Azaltmadım, direkt bıraktım. Sildim bilgisayardan. Bir daha indirip yüklemeye üşendim. Bu kadar. Ve maksimum leveldeydim de. Ama ben bunu geleceğim için bir fedakarlık olarak görüyorum. Siz de öyle görmelisiniz.

Not: Evde klima yoksa, klimalı bir kütüphanede çalışmanız size avantaj olarak geri dönebilir.

***

Çekecek arkadaşlar;

YGS sonucu geldi, hedefinizden uzaksınız ama başarılı bir LYS ile hedefinize varabilirsiniz. Ben bu arkadaşları bu şekilde tanımlıyorum.

Daha önce geçen yıl puanların neden düştüğüyle ilgili bir açıklama yapmıştır. Şuradan okuyabilirsiniz. Bu yazımda da söylediğim gibi çevremdeki çoğu kişi "çekti". Karnesi hep 5 olan, haftanın 7 günü dershaneye giden, oldukça hırslı ve benden kat kat daha azimli olan, "SBS puanımla okula sonuncu geldim, birinci çıkacağım" diyen ve gerçekten de 4 yıl sonunda birinci çıkan bir arkadaşım (kız) YGS'de hezimete uğrayıp 10 bininci olmuştu. Kızın hedefi ODTÜ EE idi. LYS ile sırasını 2800'e çekti, ve okul birincisi kontenjanıyla hedefine varmış oldu. (Bu kontenjan da haksızlığın daniskasıdır ama neyse en azından böyle şanssız bir arkadaşımı mutlu sona ulaştırmış oldu.)

Peki ben bunu 2013 LYS'nin zor olmasına bağladım, kolay bir sınavda bunun yaşanması imkansız mı?

Hayır değil.

Malesef vize haftasındayken işsiz gibi derin araştırmalar yapıp kim ne kadar çekmiş onu paylaşmayacağım, size de böyle şeylerle uğraşmanızı önermem. İnsanların YGS'de hatalarını LYS'de örtebildikleri inkar edilemez bir gerçek arkadaşlar. Sadece bir, ama net olan bir örnek vereceğim - bu örnek zamanında beni tatmin etmişti umarım sizi de tatmin eder - 2012 LYS'de bir arkadaşım 8000'den 1400'e çekti ve Çapa Tıp'a girdi. (Bu isme de hep gülmüşümdür çapa tıpa :D) Şunu bilmelisiniz ki 8000'den 1400'e çekmek kolay değildir çünkü 8000. kişiyle 1400. kişinin puan farkı atıyorum 30 ise 30000. ile 24400. kişinin arasındaki 15 filandır.  Arada yine 5600 kişi var ama puan farkı daha düşük. Ki aradaki TM sayısı da daha fazla, onlar otomatikman aradan çekiliyor. Bu yüzden diyorum ya LYS'de çekmek bir gerçek diye.

Ve bakın verdiğim bu iki örnek fen lisesinden insanlar değil. Bursa'da kaliteli ama o kadar da süper olmayan bir Anadolu lisesi. Ki ben senenin başında "Yahu bizim okuldan benim istediğim bölüme girebilecek kişi 3-4. Benim de okulda 3-4. filan olmam gerekir. Ama karne ortalamasıyla 10. filanım. Ki ortalamamı sözel dersler ve yabancı diller şişiriyor, bunları çıkarsan helalinden bir 20'ye düşerim." diyordum. Ama durum öyle olmadı. Hem okulumdaki öğrenciler geçen seneden daha başarılı oldu hem de ben okuldaki notlarımdan bağımsız bir başarıya imza attım. Hayır burada amacım kendimi övmek değil, başarının okuldan bağımsız olduğunu göstermek.

VEEE İŞTE ASIL SORUYA GELELİM: ÇEKMEK İÇİN NE LAZIM?

Sihirli cevap:

Hiçbir şey lazım değil arkadaşlar.

Yani mezuna kalıp üstün bir başarı yakalamış birinden bir ton güzel ve etkileyici söz duyarsınız ama YGS hezimetini LYS ile doldurmuş birinden kayda değer bir şey duyamassınız. Duyabileceğiniz söz "YGS'de heyecanlandım LYS'de böyle bir sorun olmadı.", "YGS'den önce uyuyamadım.", "YGS'den önce çiğköfte yedim." Ben YGS adamı değildim LYS adamıydım. gibi laflar olur. "Benim YGS'm normalden iyiydi, ben çekemeyecek miyim yani?" şeklinde düşünen (ki sanmıyorum varolacağını) biri varsa öyle bir şey yok, aslında siz potansiyelinizin farkında değilsiniz derim. Ki inanın hiçbirinizin YGS'si iyi değildir. Bunu asla kabul edemezsiniz, kabul etmemelisiniz de. Bu YGS'nin doğasında var çünkü. Bunu okuyan herkes YGS'ye girmiştir diye tahmin ediyorum bu yüzden detayları es geçiyorum. :)

Hiçbir şey lazım değilse ne lazım? 

Çalışmak lazım arkadaşlar. Çalışacaksınız bol bol. 2.5 ayınız var bunu hapis hayatı olarak göreceksiniz. Yukarıdaki başarılı arkadaşlara yazdıklarımı aynen size de kopyalayayım:

Mayıs ayı yaklaşıyor. Mart nasıl kediler için özelse mayıs ayı da öğrenciler için özeldir. Nisanda gaza gelen bünye mayıs ayında pörsümeye başlar. Birilerini geçmeniz gerekiyorsa mayıs ayında geçmelisiniz. 

Bakın arkadaşlar yüzdünüz yüzdünüz kuyruğuna geldiniz. Sakın bu kritik 2.5 ayda işleri batırmayın. Taktik maktik hikaye, ciddi olup kendinizi bu işe teslim ettiğinizde bu iş olur.


Şu grafikleri hatırladınız mı?




Bizim istediğimiz ikinci grafikti.

Tekrar Fatih reisten alıntı yapacaktım, ama videoyu kaldırmışlar. Neyse anlatayım olayı, spiker soruyordu "Nelerden ödün verdin?" diye. Fatih şöyle bir şey diyordu: "Valla ödün verecek fazla bir şey yoktu, bilgisayar yoktu, televizyon yoktu." Dolayısıyla size de daha önce söylediğim gibi eğer alışkanlıkları bırakamıyorsanız kökünden atın. Telefondan, bilgisayardan, televizyondan kurtulun. Özellikle bu 2.5 aylık dönemde. Kurtulun dediysek bir büyüğünüze emanet edin yani. Otokontrol yapmayın, siz rahiplik sınavına hazırlanmıyorsunuz, sabır taşı olmaya çalışmanıza gerek yok. İradenize hakim olamıyorsanız atacaksınız. Bu kadar basit. Örneğin ben League of Legends oynuyordum yılın başında. Oyunu bıraktım. Nasıl mı? Azaltmadım, direkt bıraktım. Sildim bilgisayardan. Bir daha indirip yüklemeye üşendim. Bu kadar. Ve maksimum leveldeydim de. Ama ben bunu geleceğim için bir fedakarlık olarak görüyorum. Siz de öyle görmelisiniz.

Not: Evde klima yoksa, klimalı bir kütüphanede çalışmanız size avantaj olarak geri dönebilir.

Gerçekten de şu 2.5 ayı hakkıyla değerlendiren kişi çeker. İnanın bana. 

Her gün, tüm gün ;)

Not: Durun inandıramadım, alın size 32 binden 14 bin: http://forum.donanimhaber.com/m_78076292/tm.htm

***

Bahtsız bedevilere gelelim.

İki yüz bininciyim. On bine çekmem imkansız mı? Söylerken bile inanamıyor insan. Ummadığınız bir sonuç elde ettiniz peki şimdi ne yapmak lazım, bırakıp gitmek mi?

Eğer ummadığınız bir sonuç elde ettiğinizi düşünüyorsanız ve bu sonuç YGS'de çektiğiniz bir baş ağrısı veya gripten meydana gelmediyse veya dışarıda leş köpekleri bağıra bağıra eylem yapmasından dolayı oluşan dikkat dağınıklığından olmadıysa, öncelikle itiraf etmelisiniz ki siz (kısmen de olsa) sınavın gereklerini yerine getiremediniz. 

LYS'de başarılı olabilir misiniz? Bence EVET. Seneye kalsanız başarılı olabilir misiniz? Bence EVET.

Peki bu başarı için gerekeni yapacak mısınız? Bence, bu sorunun yanıtı bende değil. 

Bakın yapabilir misiniz demiyorum, yapacak mısınız diyorum. Yapıp yapmamak size kalmış çünkü. Her ne kadar kitabını tasvip etmesem de piyasada sınavın sallanarak bile kazanabileceğini iddia eden bir yazar. Böylesine iki paralık bir sınavı savunup "Ben Yapamam" demeyin. Çünkü "Ben yapmam."'a çıkıyor o laf.

Ben 12.sınıfa kadar fizikten 5 alamadım. Bırak 5'i en kolay sınavda bile aldığım en yüksek not 80. Bakın belki bu not size başarı gibi görünebilir ne de olsa fizik zor bir ders ama benim için başarı değildi. Ben işin köküne indim, videolardan çalışıp neyin mantığını kavrayamamışım neyi kavramışım gördüm, ki bunların arasında ilkokuldan gelen eksikler de vardı. Sonra hocalarıma da aynı bu şekilde yaklaştım, anlamadığım soruların mantığını bana kavratmalarını salladım. Soru çözdürüp göndertmedim hocaları. Buradan kastettiğim şey şu, 0'dan kendini geliştirerek kazanılıyor bu sınav, mekanikleşip test çözerek değil.

Ben bu şekilde ummadığı bir sonuç alan ve "Nereye kadar çekebilirim?", "Gerçekçi ol sence çekebilir miyim?", "Çok üzgünüm ne yapmam lazım?" tarzı sorulara hep aynı cevabı verdim.

Bu cevabı vermemdeki birinci etken buraya gelen okuyucularımın hepsinin okumak istediğini ve dolayısıyla sınavı kazanmak için çabaladığını bilmem. İkinci etken ise herkesin iyi bir üniversite kazanabileceğine inanmam. Çünkü kendim de gördüm ki çalışınca oluyor.

Pekiiiii, YGS'de malup durumuna düştük bir kere, ne yapmak lazım?

Herkese verdiğim cevap şu;

Madem yüksek ihtimal yeniden başlayacaksınız, o zaman işe ön hazırlık yaparak başlayın. Ön hazırlık yaparken şartları değerlendirin. Şu anda YGS'ye bir yıl kadar süre var. Peki LYS'ye ne kadar süre var? İki buçuk ay! Hayattaki sıraya göre gidin ve LYS'ye girin.

LYS'den önceki iki buçuk ay YGS'de hiçbir şey olmamış gibi davranın. Çalışın! Sanki YGS'de umduğunuzu bulmuşsunuz gibi çalışın. YGS'yi unutun direkt.

LYS'ye girin. Çekeceğiniz kadar çekin.

Bunun size sağlayacağı yararlar:

1- İlk defa YGS-LYS tecrübesi yaşıyorsanız Nisan-Mayıs ayı nasıl değerlendirilir bu konuda tecrübeleriniz olacak.

2- LYS'ye çalışmış olarak girerseniz, çalışmış olarak girdiğiniz bir LYS tecrübeniz olacak. Sallamadan girerseniz seneye "E ben geçen sene LYS'ye girdim. Böyle böyle oldu ama çalışmamıştım ki şimdi çalıştım nasıl olacağını bilemem." diyeceksiniz.

3- Hafızanız sandığınızdan daha da güçlü. Bu 2.5 ayda çalışacaklarınız işinize yaracak.

Hattaaa, tüm konuları bitirmiş olacaksınız ve önümüzdeki sene ağırlığı denemelere verebilme şansını yakalayacaksınız. Unutmayın sınav deneme çözerek kazanılır.

4- YGS'de kötü yaptınız, seneye kalmanız çok olası gibi. Siz bu işi başarabileceğinize inanıyorsunuz. Peki çevrenizdekiler size inanıyor mu? Onları nasıl inandırabilirsiniz? Tabii ki LYS'de çekerek.

LYS'ye çalışıp her ne kadar tercih yapmayacak olsanız bile elinizden geldiğince çekerseniz en azından "Ben şunu başardım. Daha fazlasını başarabilirim." demek için elinizde bir belge olacak. Sadece çevrenizdekiler için değil, kendiniz için de yapın bunu.

5- Bu strese bir yıl daha katlanamam diyip tercih yapma ihtimaliniz var. LYS'de çekip de daha önce hedeflemediğiniz ama tanıdıklar vasıtasıyla bilgi edinip size uygun olduğuna kanaat getirdiğiniz bir bölümü de yazabilirsiniz yıl sonunda.

6- Sayısalda zor da, TM ve Sözelde YGS'de ne kadar geri düşseniz bile toparlama ihtimaliniz oldukça fazla bunu da unutmayın.

Ve yazının olmazsa olmazı: 

http://azimliyazar.blogspot.com.tr/2013/08/mezunlarn-basar-hikayeleri-ve.html

Ayriyetten, geçen yıl 50 bininci olan (tam sırasını hatırlamıyorum gerçi), yukarıda söylediğim gibi iyi bir mühendislik hedefleyen ama bu hedefine varamayacağını görünce bölüm araştırıp en sonunda Bilkent Matematik yazan bir arkadaşım var. Niye Bilkent Matematik yazdı, çünkü eskiden burslarla desteklenen, ilk 3 bini alan bu bölüm burs olayı kalkınca ve temel bilimler de ele ayağa düşünce Bilkent Matematik tam burslu olarak bile 80 bini gördü. Arkadaş da bu "bug"dan yararlandı. Sonra bu sene öylesine sınava girdi. Hiç çalışmadığı halde tuttu 30 bininci oldu :) İşte bu YGS böyle bir şey arkadaşlar.

Not2: Babama "Baba ya şurayı şurayı kazanamassam?" diye her soruşumda babamın verdiği "Ne olacak oğlum seneye kazanırsın." oldu. Hiçbir zaman birbirimizle işler garantiymiş gibi konuşmadık. Sınav her yıl var, dolayısıyla üniversiteye girmek için her yıl şansınız var. Ölüm yok işin ucunda. Siz gönlünüzü ferah tutun.

***

Umarım yararlı bir yazı olmuştur, iyi çalışmalar.