Ekşi sözlükte bulduğum güzel bir hikayeyi sizinle paylaşıyorum.


Yale üniversitesindeki ünlü bir time management profesörü konuyu ilk derste çok güzel bir şekilde anlatmıştır. Konuk olalım bakalım dersine neler olmuş.

Profesör derse girer. Bir elinde bir kavanoz, diğerinde ise içi taş dolu bir şeffaf torba vardır. Sessizlik sağlanınca taşları teker teker kavanoza doldurmaya başlar. Ta ki kavanoz hiç taş alamayacak duruma gelene kadar. Sonra sınıfa döner ve sorar.
-Bu kavanoz dolu mu?
Sınıfın büyük çoğunluğu "evet" diye cevap verir. Profezör kürsünün altına eğilir ve bir küçük torbanın içindeki çakıl taşlarını çıkarır. Dikkatli bir şekilde büyük taşların arasına dökmeye başlar. Büyük taşların bıraktığı boşluklar çakıl taşları ile dolar. Kavanoz daha fazla alamayacağı zaman yeniden sınıfa döner ve soruyu tekrarlar. Duruma uyanan sınıf bu sefer "hayır" der. Profesör masanın altına eğilir ve bir kova kum çıkarır. Bunu da dikkatli bir şekilde kavanoz daha alamayıncaya kadar doldurur. yine sınıfa döner ve sorar. Sınıf coşmuştur "hayır" nidaları yükselir. Profesör bu defa masanın altından bir sürahi su alır ve onu da kavanoza boşaltır. sonra sınıfa döner:
-Bugünlük dersimiz bu kadar. Ne öğrendiniz?
Kimse cevap vermek istemez. Önlerden biri atılır:
-Ne kadar yoğun olursak olalım zaman yaratmak bizim elimizdedir.
-Yanlış. eğer önce büyük taşları koymazsanız daha sonra onlara yer kalmaz.

***

Evet arkadaşlar şimdi ne diyeceğimi muhtemelen sezmişsinizdir ama yine de son noktayı koyayım. Lisede normal bir gün, henüz başınızda üniversite sınavı belası yok. Ama yarına bir ay önce verilen performans ödevini yetiştirmeniz gerek. Okuldan geldiğiniz gibi başlarsanız (diyelim saat 4) yatma vaktinize kadar (diyelim 12) yetişir gibi gözüküyor değil mi? 

Ama muhtemelen hepimizin düştüğü hata "Biraz oyun oynayayım sonra başlarım." diyip ödeve akşam başlamak, dolayısıyla uykusuz kalarak yapmak hatta hiç yapamamak. Bunu hepimiz bir kere yapmışızdır lisede eminim. Ödev değildir de sınavdır. Akşama kadar oyun oynadıktan veya başka herhangi bir işle uğraştıktan "Yahu bu sınava bu zamana kadar çalışmadım bu gece çalışsam ne olur?" diyip de battı balık yan gider misali oynamaya devam etmişizdir. True story.

Heh işte, yukarıda düştüğünüz hata bu sene basit bir performans ödevi veya okul yazılısından daha fazlasına mal olabilir. Seneye kalmaya çoktan karar vermiş olsanız da olmasa da, başarılı olsanız da çekmeyi umut etseniz de artık üniversiteye gidene kadar olan zamanın bir telafisi yok.  En büyük taşları bu dönemde koyacaksınız bardağa. Geleceğinizin yapıtaşları olacak bunlar. O yüzden silkinin ve kendinize gelin. Hikayedeki gibi "Önce oyunumu oynayayım/dizimi izleyeyim sonra ders çalışırım değil, bütün gün ders çalışayım, iyi çalışmışsan gece kendimi mükâfatlandırırım." şeklinde düşünmelisiniz en fazla. Haydi kolay gele.