Nur topu yaz tatiliniz hayırlı olsun. Tadını çıkarın. Game of Thrones hala izlemediyseniz başlayın.

%99 ihtimalle yapacağınız hatta başladığınız fakat size en zarar verecek şey müneccimlik yapmaktır. Puanım bilmemne olsa, acaba şuradan buraya düşer miyim, x'e çeker miyim, y bana fark atar mı, onyüzbin puanla hacıpaşa anadolu üniversitesi gelir mi vs. 

Başbakanımızın ünlü bir lafı var, "Buna kafayı takarsan, sıyırırsın, alıcan kullanacan hikmetine çok şaapmamak lazım." Başbakan haklı. Puanı alın üniversiteye girmekte kullanın, onunla kafayı sıyırmayın.

İnsanlar sabah akşam donanımhaber forumlarında bu tip soruları sorardı, amaçları bir şey öğrenmek değil yüreklerine su serpmekti. Siz de bunu yapıp boşunuza zamanı harcamayın. Açın güzel bir film veya dizi. İzleyin anam. Tatilinizi internette laklak ederek tüketmeyin.

Yapabileceğiniz en iyi şey seçmeyi düşündüğünüz meslekler üzerine bilgi sahibi olmaya çalışmaktır. 
Bunu yapmak için birkaç önerim:

1- Bölüm derslerine çalışın: Youtube'dan olur, coursera'dan olur, MIT'in sitesinden olur, aklınıza gelebilecek her yerden olur, olmadı e-kitap indirin, seçeceğiniz bölümün giriş derslerine biraz çalışın. Tabii önce giriş dersini bulmanız gerek. Örneğin atıyorum Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğini seçmeyi düşünüyorsunuz, "yıldız teknik bilgisayar mühendisliği müfredatı" (müfredatın ingilizcesi curriculum'dur) yazın google'a. Yazdınız mı? Yıldız'ın sitesi de dandikmiş yav, biraz uğraştırdı eheh neyse. Sayfada "buradan" isimli link var ona tıklayın, çıkan sayfada Eğitim Programları'nın altında lisans var, (ingilizcesi undergraduate) ona tıklayın müfredat karşınıza çıkacak. İlk dönem alacağınız dersler; Mat 1 (türev integral), Fizik 1, İngilizce, Mesleki Hukuk ve Etik, Lineer Cebir, İstatistik ve olmazsa olmazı "Bilgisayar Bilimlerine Giriş." 

Yani neymiş, giriş dersimizin ismi "Bilgisayar Bilimlerine Giriş" imiş. Bunu google'a aynen kopyalayarak çıkan sayfalardan çalışabilirsiniz, ders kodu olan BLM1551 kodunu google'da aratabilirsiniz, veya İngilizce'ye çevirip "Introduction to Computer Science" diye aratabilirsiniz.

Ama bunları yapmanıza da pek gerek yoktu. Bir çok bölümün giriş dersi [Bölüm adı]'e Giriş şeklindedir zaten veya Introduction to [Bölüm adı] şeklinde. Introduction to Psychology, Introduction to Philosophy, Introduction to Linguistics vs. "Introduction to Tıp" yok sanırım, o yüzden genel yöntemi yukarıda verdim.

Ayrıca ders programları üç aşağı beş yukarı aynıdır. Yıldız Teknikte bilgisayar mühendisleri İstatistik öğrenirken Marmara "Oran orantı problemleri" diye ders koymaz yani. Üniversiteler ABET kriterleri gibi uluslararası kriterlere uygun olacak şekilde ders programlarını düzenlerler. O yüzden bazen üniversitelerin aynı saçma dersi sözleşmiş gibi ders programlarına koyduğunu görürsünüz, "Biyolojinin Bilgisayar Mühendisliğinde ne işi var kardeşim?" dersiniz. İşte bunlar hep kriter.

Aynı şekilde giriş dersleriyle birlikte ileri seviye derslere bakın, çalışın demiyorum, ne anlatılıyor ne öğretilmek isteniyor bu derste bakın. Ders özetlerini okuyabilirsiniz, ders notlarına bakabilirsinzi en olmadı en.wikipedia.org hayat kurtarır. 

Örneğin beni bilgisayar mühendisliğinden bıktıran dersler olduğu gibi ona bağlayan çok sevdiğim dersler de var; Computer Organization ve Operating Systems dersleriyle bilgisayarın nasıl çalıştığını kavradım ve bu derslerin kitaplarını okurken oldukça zevk aldım çünkü mucize olarak gördüğüm makinenin yapımını adım adım bilim adamlarının başarılarıyla ve başarısızlıklarıyla anlatıyordu, bu dersleri başkaları sevmez onlar da başka dersleri sever. Siz de seveceğiniz konuları bulun ki ona göre tercih yapın. 

Ayrıca; unutmayın ki bu söylediklerim sadece ders. Günümüzde insanlar ne yapıyor onu da öğrenin. Örneğin günümüzde bilgisayar mühendislerinin hepsi site yapmıyor, bazıları Yüz tanıma programları, sanal gerçeklik simülasyonları, insansız hava uçakları gibi enteresan şeyler yapıyor. Bunları da araştırın.

2- Mezunlar ne yapıyor öğrenin: Bu meslekleri yapan insanlar hayatlarını nasıl geçiriyor ona bakın. Geçen gezi bloglarını karıştırırken bir bloga rastgeldim adam dünyanın büyük bir bölümünü gezmiş (Türk). Nası oluyor bu diye adamın "Hakkımda" sayfasına baktım, adam "Ben öğretim görevlisiyim, her sene 2500-4000 lira arttırıp yaz tatilinde uzun bir geziye çıkıyorum." diyor. Bu adamın hayatına önce imrendim ama sonra düşündüm ki yalnız yaşayan biri için yılda 2500-4000 biriktirmek zor iş değil ve öğretim görevlilerinin hayatlarını biraz araştırınca (ekşiden okuyunca) gördüm ki çok düşük paralara çok uzun ve yoğun çalışıyorlar. Tabii bu görevlisine göre değişiyor. Öte yandan özel sektörde işi gücü bırakıp bir aylığında bilmemnerenin köyünde tatil yapmak pek olacak iş değil, ama öğretim görevlisi yapaibliyor. Bir yandan da bilgisayar mühendisliği veya tasarımcı olursanız "freelancer" olup evde yatarak veya gezerek de çalışabiliyorsunuz. Gemi kaptanı adam bu freelancer isimli yatıştaki adamdan belki 5 kat fazla para kazanıyor ama adamın günleri ayları gemide dört duvar arasında geçiyor, dışarı çıkmak istiyorsunuz çıkacak bir yer yok? Ekonomi olursanız zamanınız bankada bilgisayar masasının başında geçecek belki iş arkadaşlarınızla kahve eşliğinde küçük sohbetler edebilirsiniz (sallıyorum şu anda) veya en azından çıkışta beraber yiyip içebilirsiniz, öte yandan inşaat mühendisiyseniz şantiyeleri gezmelisiniz peki hangisi daha iyi? Bunları araştırın öğrenin.

3- Geleceğin mesleği? Ve tabii tercih yapacaklara söylenenlerin olmazsa olmazı "Türkiye'de iş yapacaklara mesleklere yönelin." lafını da unutmamak gerek. Bu lafın afedersiniz b*ku çıkmıştır, öyle ki tercih zamanı eve doğalgaz takmaya gelen abiler "Bilgisayar mühendisliği yazmasın." diye tavsiyede bulunmuştu. Herkesin söylediğini dinlemeyin. Ama güneş balçıkla sıvanmaz, bazı bölümlerin "iş yapma" bakımından öbürlerinden üstün olduğu açık. Bunun için yine tekrarlayayım yukarıda yaptığınız gibi o bölümün mezunlarıyla konuşun. Hiçbir şeye zevkiniz yok gibiyse her şey aynı gibi geliyorsa kafanıza eseni yazın, iş yapabilecek olanı yazın. Çok aşırı da kafaya takmayın arkadaşlar, sizin için ideal meslek diye tamamen sizin özelliklerinize göre planlanmış bir meslek yok, bilmece çözmüyorsunuz. Belki şu an diğerlerinden biraz daha yatkın olabileceğiniz işler vardır ama eğitiminizi tamamlayınca eğitimini aldığınız mesleğe alışık olacaksınız zaten.
Öte yandan diyelim bir mesleği kafanıza koydunuz, iş ve yaşam şartları çok süper değil ama kötü de değil, bu mesleği zevkle yapabileceğinizi düşündüğünüzden tercih edeceksiniz. Önce bu hayalinizin iyi düşünülüp taşınılmış bir hayal mi yoksa Cem Yılmaz'ın söylediği gibi "Hollywood Etkisi" mi onu iyice düşünün. Ben oyun yapacam, site yapacam, uygulama yapacam diye bilgisayar mühendisliği yazdım, şimdi ise "ne zor işler miş la bunlar. zevkli bir konu bulsam da üniversitede hoca olsam." diye bakıyorum işe. Yani sadece hayal ederek olmuyor. 
  


4- Savaş daha bitmedi: Ben buralara zeki olduğum için değil (zeki de değilim zaten) çalıştığım için geldim. Fakat çalışmak lise sonda son bulmadı. Şu anda yaşıtlarım Google'a staja giderken ben evde Game of Thrones izliyorum, çekirdek çitliyorum göbeğimi kaşıyorum. İyi üniversiteyi kazanınca en birinci olunmuyor, diğerlerine göre vasat bir üniversiteye girince hayata hükmen mağlup başlamıyorsunuz. Ama böyle polyanna laflar etmeyeyim, hayat acımasız, fakir bir ülkede yaşamıyoruz ama bir şeyleri kafaya takmayacak kadar zengin değiliz ve olamayacağız da. Bu yazıyı okuyorsanız bilin ki daima kendiniz insiyatif alıp bir yerlere gelmeniz gerekecek. İnsiyatif almanın kağıt üzerindeki anlamı sorumluluk almak olsa da tam olarak öyle değil. İnsiyatif almak bir şeylerin olmasını bekler gibi dururken "Başlarım bu işe" diyip o şeyin gerçekleşmesini sağlamak yani topu eline almaktır. Örneğin benim "Yahu o kadar interneti taradım bir tane adamakıllı YGS-LYS rehberliği yapan öğrenciyle karşılaşmadım, sınavı bitirince ben yapacağım!" diyip sınav bitince koltukta Game of Thrones izlerken televizyonu kapatıp "Başlıyorum yazmaya, bir söz vermiştim." diye yazmaya başlamamdır. Kendimi övdüm ama yazmaktan yoruldum, aklıma ilk örnek olarak bu geldiği için bunu yazdım affedin.

Peki nolacak insiyatif alınca? Abimle eskiden üniversite tercihi muhabbeti yaparken (bir 10 sene önce) abim kötü bölüm olarak çevre mühendisliğini örnek verirdi, dalga geçerdi bölümde. Ama şimdi ekşisözlükte bakıyorum da bu bölümü okuyan adam "E tabii sen seminerlere katılmıyorsan, öğrenci çalıştaylarına gitmiyorsan, çevre mühendisliği yapan adamlarla tanışmıyorsan, arıtma tesislerine katı atık tesislerine bölümünü okurken bir kez dahi adımını atmadıysan tabi canım iş bulmak ne zor şey." demiş adam haklı olarak. Yani ortada böyle bir bölüm varsa iş de var demektir ve bu işte bu arkadaşın tasvir ettiği gibi insiyatif alan adamlar çalışır. Bu kişiler torpil olaylarından dolayı burada iş bulamasa bile yurt dışında iş bulabilir. Ennn olmadı öğretmene ihtiyacı var bu bölümün, gider öğretmen olur. Özetle çalışan adam kazanır. 

Kolay gelsin ;)