Bu yazıyı bu yörede yolculuğa çıkan olursa kısaca bilgi vermek (Gezilecek yerler, yemekler ve ulaşım) Sonra uzun uzun her şehri resimlerle anlatacağım. Takipte kalın.

Çıkmadan Önce Mutlaka Alınması Gerekenler:
- Powerbank
- İyi fotoğraf ve video çeken telefon (kamera da olabilir ama insan anında instagrama atamıyor)
- İyi bir gps'i olan bir telefon
- Bluetooth hoparlör (eğlenceli oluyor)
- Bolca cash (bazı ülkelerde kredi kartı geçmiyor)
- Leblebi

Rezervasyonları genelde hostelworldden yaptık ama Skopje'de olan olaylardan sonra bir daha buradan yapmam.

Rota aslında Berlin'den başlayacaktı fakat geziye davet ettiğim arkadaşlarımdan biri arkadaşlarıyla Kiev'e gidecekmiş, biletleri de almış. O sebeple Kiev'den başlattım.

Rota (Parantez içindekiler günü birlik)
İstanbul -> Kiev -> Lviv -> Varşova -> Gdansk (Sopot) -> Poznan -> Berlin -> Wroclaw -> Krakow -> Budapeşte (Estergon) -> Novi Sad -> Belgrad -> Saraybosna -> Mostar (Pocitelj) -> Trebinje -> Budva (Kotor) -> Ülgün -> İşkodra -> Tiran -> Ohrid -> Üsküp -> İstanbul

Ukrayna

İstanbul - Kiev: 4 ay öncesinden Ankara aktarmalı 204 liraya aldım. (Aktarmasız 160 idi sanırım).
Kiev: 26 Haziran - 1 Temmuz arası beş gün geçirdik. Hava hep çok sıcaktı sadece son gün yağışlıydı. Biz dört kişi (sonradan beş olduk) olduğumuz için hep dolu dolu geçti, tek gezseydim ne kadar yeterli olur bilmiyorum. Dream House Hostel'de kaldık, kalabalık olduğu için öneririm, yeri de fena değil. Hava güzel olursa mutlaka ırmakta yüzmeye gidin. Sürekli Puzata Hata'dan bir şeyler yedik, fiyatlar iyi sayılır. Yalnız Kiev öyle sosyal olunacak bir yer değil bence, İngilizce bilmiyor kimse. Dışarıda da o kadar fazla turist yok.

Kiev'de üç arkadaş aramızdan ayrıldı, geziyi iki kişi tamamladık.

Kiev-Lviv: Kuşetli gece treniyle gittik 52 liraya (400 grivnaydı sanırım). Bileti erken alınca ucuz oluyor olabilir arkadaş 26 liraya gittim dedi. Gece 10:40 gibi binip sabah 7 gibi vardık.
Lviv: 1-3 Temmuz arası üç gün geçirdik. Üçüncü gün biraz gereksiz oldu. Mutlaka gezilip görülmesi gereken bir yer. Kryivka isimli milliyetçi konsepte hazırlanmış restorana ve Mazoh cafe isimli bara mutlaka gidin. 
Leosphere isimli ucuz hostelde kaldık 15 liraya, tek sıkıntısı odalar birbirine bağlanıyor.
Lviv gezi için başlangıç seviyesinde bir yer. Gezmek isteyen biri ilk buraya gidebilir gönül rahatlığıyla: yeme içme barınma ucuz, kazıklanacağınızı da sanmam turist kapanı bir yer değil, tarih bakımından zengin, vize yok, gidiş geliş ucuz, neredeyse her yer yürüme mesafesinde, eğlence var. Türk bol, kendinizi yalnız da hissetmezsiniz. Daha ne olsun? 

Polonya

Not: 1 zloty hemen hemen 1 TL.

Lviv - Varşova: Normalde Polskibusla 60 zlotye gidecektik ama yer kalmamıştı, İnfobus ile 34 liraya bulduk onla gittik (250 grivnaydı sanırım) Gece yolculuğuydu. Arabanın üzerinde İnfobus yazmıyor ve nereden kalkacağı belli değil, neyse ki şoför bizi aradı da tarif etti. Koltuk numarası yok, elinizi çabuk tutup yer kapın.
Sınırdakiler pek kibar değiller, sorguya çekip çantalara falan bakıyorlar.

Varşova: 4-8 Temmuz arası dört gün gezdik. Burada da arkadaşlarımda kaldığımız için dolu dolu geçti normalde bu kadar gezilmeyebilir, bir de ağırdan aldık. Kopernik center'a mutlaka gidin, bu bir gününüzü yiyecektir. Uprising Museum'a pek gerek yok. Old Town güzel. 

Varşova-Gdansk: %50 öğrenci indirimiyle 33 zloty'e trenle gittik. Polonya'daki trenlerde öğrenci indirimi sadece Polonya öğrencilerine yazıyormuş internette ama kondüktör bunu sorgulamadı. Yine de riske atmamak için %66 genç indirimiyle bindik öbür trenlere. 3-4 saat sürüyor.

Gdansk: 8-10 Temmuz arası 2.5 gün gezdik. Bisiklet kiralayıp Sopot'a gidebilirsiniz. Hostel Cycle-On, eski şehire çok yakın, iyi, 10 euro idi sanırım. Genelde hosteller 10 euro zaten. Zapiekanka yiyip durduk. 

Gdansk-Poznan: Bilet fiyatını unuttum, 40 zloty falandı herhalde tren. Yine 3-4 saat sürüyor.

Poznan: 10-11 Temuz. Sadece bir gece kaldık. Fazla bir şey yok, hosteldekilerle kaynaşınca eğlendik yine de. Kruvasan müzesinde şov izleyin eğlenceli. Hostel Retro fena değil.

Poznan-Berlin: Polskibus'la normalde fiyatı 50 zloty'di bir gün önceden fiyatı fırladı ben de anlamadım, 70'e binmek zorunda kaldım. 4 saat yol. 

Berlin: 11-14 Temmuz. Arkadaşımda kaldım (yol arkadaşımdan geçici bir süreliğine ayrıldım) Yolculuğun en gereksiz kısmıydı, her şey çok pahalı. Polonya'yı biraz daha gezmek daha iyi bir fikir olurmuş bence. Arkadaşlar çok övmüştü ama ben o kadar beğenmedim Berlin'i. Mercan restoranda ev yemeği yiyebilirsiniz, yemek + bulgur + salata 7 euro, ayran 1.5 euro, Berlin'e göre ucuz.
Çok sık bilet kontrolü var, 2.5 günde 5 kere kontrole denk geldim. Hepsi metroda.

Berlin-Wroclaw: Otobüs yine Polskibus, 80 zloty. (Flixbus'a da bakın mutlaka.) 4 saat yolculuk.

Wroclaw: 14-15 Temmuz 1 gece. Belki çok fazla beklentiyle gittiğim için en sevmediğim şehir oldu, bir şey yok burada. 300+ cüce heykeli varmış. Cüce avına çıkabilirsiniz yapacak işiniz yoksa. Gece hayatı iyi.

Wroclaw-Krakow: Trene binmedik çünkü Polskibus bileti 10 zloty idi.

Krakow: 15-17 Temmuz 2.5 gün gezdik. Krakow eğlenceli bir yer. Eski şehiri harika. İkinci kez geldim, bir daha gelirim belki.  Free Walking Tour'a katılın mutlaka çok güzel hikayeler anlatıyorlar. Auschwitze sakın tur satın almayın, Auschwitze gitmeyi başarırsanız (otogardaki ablaya "Auschwitz" deyin) tur içeride beleş zaten, yalnız internetten rezervasyon yaptırmalısınız.

Krakow - Budapeşte: Polskibus 45 zloty. Gece yolculuğu yaptık. Yalnız ben pek uyuyamadım ya. Erken check-inn yapmanıza izin verecek bir hostel bulun, özel oda tutarsanız buna izin verirler. Şehirde çok fazla turistlere açılmış üniversite yurdu olduğu için bu mümkün. 

Not: Polonya'da hiç bilet kontrolüne denk gelmedim ama siz alın yine de. Bazen otobüslerin içinden de bilet alabiliyorsunuz, makineler var.

Polonya çok güzel bir ülke, burada çok güzel anılarım geçti. Gitmeden önce korkuyordum ırkçılar diye ama hiçbir şey olmadı. 

Macaristan

Budapeşte: 18-21 Temmuz 2 gün gezdik, bir gün de Estergon'a gittik. Aslında daha önce Budapeşte'ye geldiğim için rotayı Estergon-Pecs-Szeged diye ayarlamıştım ama Szegedde hostel yok adam akıllı, Pecs treni de çok erken kalkıyor. O yüzden böyle oldu. Ama iyi olmuş, Budapeşte geze geze bitirilemiyor. Free Walking Tour'a katılın mutlaka. Komünizm turuna da mutlaka gidin. Titiz restoranda Türk yemekleri yiyebilirsiniz.
Macaristan ucuzdu normalde ama Türk lirası değer kaybedince pahalanmış. Markette 18 tane balık parmak (fish finger) 6 lira mı ne. Ondan yiyin. Nasıl o kadar ucuz oluyor ben de bilmiyorum. Tren garına yakın olsun da Estergon'a rahat gidelim diye Pannonia hostel'de kaldık ama çok rezalet bir okul yurdu, kalmayın.
Budapeşte'de metroda güvenlikler anca onlarla göz göze gelirseniz veya göz göze gelmemek için uğraşırsanız kontrol yapıyorlar, onun dışında bu adamların ne yaptığı pek belli değil. Ama bilet alın yine de.

Estergon: Budapeşte'den gittik döndük. Fazla bir şey yok. Estergon kalesi öyle ahım şahım bir şey değil ama içindeki Bazilika güzel. Tuna ırmağının güzel bir manzarasıyla fotoğrafınız olabilir. Köprüyü geçip Slovakya'nın Sturuvo kasabasına yürüyebilir, otantik bir ortaçağ restoranında 4 euroya Haluşki deneyebilirsiniz, ayrıca 2.5 euroluk erikli kurabiyeler de nefis. Ama asıl olay restorandaki nesnelerle fotoğraf çekinmek. Restoranın ismi: Stredoveká sedliacka reštaurácia Böyle reklam yapmayı sevmem ama buna değdi.

Budapeşte - Novi Sad: Fiyat 12 euro, 6 saat falan sürüyordu sanırım. Tren fazla dolu olmuyor, bacaklarınızı uzatıp gidebilirsiniz. Sırp polisinden korkuyordum ama pasaporta diğerlerinden 15 saniye fazla bakmak, suratıma da iyice göz gezdirip "OK" demekten başka bir şey yapmadılar.

Sırbistan

Novi Sad: Burada ışıklandırma sarıdan beyaza evrildiği için insan kendini evinde hissetmeye başlıyor. :d 21-22 Temmuz arası, 1 gün gezdim. Yeterli. Ufak ve şirin bir şehir. Kalesi var nehrin karşısında, gece ışıklı olduğundan hoş oluyor. Ben gittiğimde Cuma gecesiydi kale ve nehir kenarı bayağı kalabalıktı. Kalenin içinde Exit festival varmış geçen hafta. Arkadaşım vardı o da küçük bir eski şehir turu yaptırdı. Tesla Art Hostel'de kalın mutlaka, sahibi olan adam konuşkan biridir bir şeyler anlatmayı sever, çekinmeden soru da sorabilirsiniz. Sırp kültürüne hakim bir abimizdir.

Novi Sad - Belgrad: Otobüs fiyatını unuttum ama ucuzdu. 

Belgrad: 22-26 Temmuz, 3 ful gün gezdik. Good Morning Hostel'de kaldık ucuz diye ama pek önermem. Konumu iyi yine de.
Belgrad'da tam üç ful gün gezmelik, daha fazla da gezebilirsiniz tabii. İlk gün walking tourla şehri dolandık, çok güzeldi. İkinci gün bu sefer şehrin güneyini kapsayan ve yakın dönemi anlatan bir yürüme turuna katıldık, sonra Zemun'a gittik. Buranın eski şehiri Türkiye'nin beldelerini andırıyor, fena değil. Kuğular felan var. Üçüncü gün Ada Ciganlija'ya gittik, burada yüzüp spor yapabilirsiniz. Ama o gün yağmur yağdığından bomboştu gerisingeri döndük :P Akşam Sırp arkadaşlarla Partizan-Olimpiakos maçını izleyip muhabbet ettik, gerçekten çok cana yakın insanlar. Önyargılarınızla gitmeyin. 

Arkadaşlar diyor ki Belgrad'da kimse bilet almıyor (onlar dahil) çünkü kontrolcünün kimlik sorma hakkı yok. Polisle gezip ona sordurması lazım, bununla da kim uğraşacak? (Bunu yapan kontrolcüye rastgeldim ama). Büfeler biletim yok diyip bilet satmıyor. Biz hep şoförden aldık o da pahalıydı. Yine de uğraşmamak için bilet aldık hep. 

İlk böreğimi burada yedim her yerde börekçi var, fiyatlar 2-3 lira genelde. Bir de Pljeskavica (plyeskavitsa) diye kocaman ve ucuz bir hamburgerleri var. Bir de cevapi yani İnegöl köfte var. 

Sırbistan'dan Türkiye'ye kısa devre yapmak isterseniz Niş isimli şehire gidin. Oradan Sofya 3 saat, tabii sınırda kuyruk olabilir. Sofya'dan da Türkiye'ye bir sürü otobüs var. Niş ve Sofya Avrupa'ya açılan kapı gibi çünkü buradan Wizzair uçuyor. (Eski Türkiye'de İstanbul'a da uçuyordu.)

Belgrad - Saraybosna: İkisinin arasında otobüsler var ama en iyisi geatours.rs ile gitmek. Ücret 20 euro, otobüsle aynı neredeyse. Rahat bir arabada dört kişi gittik, diğer iki kişi de Türk çıktı :d Yalnız yol çok virajlı ya, iyi bir mide gerek. Gea tours kapıya kadar bırakıyor. Bu iyi. Pasaport görevlileri şoförle muhabbet ede ede bastı pasaportları. Kuyruk falan yok hatta araba görmedim bizden başka.

Bosna Hersek

Bosna Hersek üçe ayrılmış bir ülke. Bosna kısmında Boşnaklar (Sırp ve Hırvatlara göre "Müslümanlar") çoğunlukta, Hersek'te Hırvatlar, bu ikisi federasyon. Sırpların ise ayrı devleti var Republika Srpska diye. Arada sınır kontrolü yok ama.

Saraybosna: 26-28 Temmuz'da oradaydık ama bence fazla oldu. Yarım gün bile yetebilir.
%80'i Boşnak. Eski şehir acayip dağlık bir yere kurulmuş, bizimkiler kurmuş :d. Türkler ve Arap turistler işgal etmiş, her yer Türkçe tabela dolu (Arapça tabela fazla yok niyeyse) Satıcıların bazıları Türkçe de konuşuyor. Biraz Bursa'yı andırıyor. Tepeye çıkıp çok güzel manzara fotoğrafları çekebilirsiniz. En tepedeki kalede bir tane pencereden dışarı çıkmak mümkün, en iyi manzara orada. Aman aşağı düşmeyin. Botanik parka gittik, bence zaman kaybıydı. Yemek seçenekleriniz börek ve İnegöl köfte. Büyük camiinin orada gizli bir geçit börekçiye gidiyor, en ucuz börekler orada. Lucky hostel diye evden bozma temiz bir yerde kaldık, öneririm. Bir de War Hostel var burada, kalmasanız bile gezebilirsiniz :P
Saraybosna'ya tramvayları Konya belediyesi hediye etmiş ama bunu bahane edip bilet almamazlık etmeyin, kontrolcüler komisyon için çalışıyor, Konyaymış Mevlanaymış dinlemezler.

Saraybosna-Mostar: Trenle gittik. Fiyatı hatırlamıyorum. 3-4 saatti yolculuk.

Mostar: 28-30 Temmuz'da 2 gece kaldık. Üç gün Mostar'da ne yaptın derseniz: iki sene önce Slovakya'da IAESTE programıyla staja gitmiştim, IAESTE'nin stajerleri için özel etkinlikleri mevcut, Mostar'da denk getirdik, katıldık. Mostar'ın yarısında biraz fazlası Hırvat gerisi Boşnak, köprünün bir tarafında Hırvatlar bir tarafında Boşnaklar yaşıyormuş. Eski şehiri gezdik. Çok aman aman bir yer değil. Pocitelj isimli kasabaya günü birlik gittik, işte orası çok güzeldi. Surlardan manzara gerçekten harika. Kravica isimli şelalede yüzdük, orası da çok güzeldi. 
Tren istasyonuna yakın bir börekçi var Pekara Orex diye. Türk bir teyze işletiyor. Sarımsaklı yoğurtlu bir börek yapıyor mis.

Mostar-Trebinje: Orijinal plan Mostar-Split-Dubrovnik'ti, sonra Mostar-Dubrovnik'e çevirdik, sonra baktık Dubrovnik pahalı olacak, bir de Saraybosna'daki abla "Dubrovnik çok kalabalık olur şimdi, Kotorla Budva oranın yavrusu gibi oralara gidin." diyince vazgeçtik. Ama böylesine viraj cenneti bir yerde Karadağ'a gece yolculuğu yapmayı göze alamadığım için arada Trebinje gezisi yapalım dedik. Bilet 12 euro, biraz pahalı. Hostel de 12 euro, o da pahalı. Ama kesinlikle değdi.

Trebinje: Republika Srpska'da. Burada sadece geldiğimiz akşam ve ertesi sabah öğlene kadar gezdik ama kesinlikle geldiğimize değdi. Eski şehir surlarla çevrilmiş kocaman bir açık hava barı resmen. Tepede güzel bir kilise var, otostopla gidebilirsiniz. Tepeden güzel manzaralar görebilirsiniz yine. Hostel Polako yeni açılmış, güzel bir ortamı mevcut, Polonyalı ve Amerikalı bir çift açmış. Sabahları şehir meydanına pazar kuruluyor, peynir alabilirsiniz :P

Trebinje-Budva: 10 euro, kaç saat sürdüğünü unuttum, 3-4 saat falandır yine. Dubrovnik-Budva arasında deli sıra varken burada yok, giriş çıkışta da uğraştırmadılar hiç. 

Karadağ

Eski şehirlerde pestilimi çıkana kadar yürümeyi deniz tatillerine tercih eden biri olduğum için burada fazla kalmadık, sadece 2 gece. Şehirler arası mesafe kısa, bir günde birkaç şehre günü birlik tur yapabilirsiniz. Budva'da kalmak daha ucuz, deniz Budva'da daha güzel, Budva parti kasabası. Buna rağmen niye herkes Kotor'da kalmayı öneriyor çözebilmiş değilim.

Burada euro kullanılıyor, o yüzden fiyatlar normalden birazcık daha pahalı.

Budva: Ufacık bir eski şehiri var. Kumlu taşlı sahiller mevcut. Deniz o kadar tuzlu ki gözüm yaşardı, fazla yüzemedim. (Denize alışık değilim gölde ılıcada yüzerim genelde) Club vardı ama pahalıydı (12€) girmedik. Börek yedik yine. Belgrad'dan beri börek yiyoruz. 
Saki Guesthouse'da kaldık, sahibi Novi Pazarlı bir Müslüman. Helal kahvaltı ve ızgara yemek servisi var tabii ücret karşılında, dışarıdan yemeğe gelenler oluyor. Hostelde yatak 15€, öneririm burayı.

Kotor: Günü birlik gidip geldik, fiyatı hatırlamıyorum ama çok değil. Yalnız öğrenci bileti varmış burada, turist şehri diye yoktur demiştim, öğrenci bileti isteyin. Kotor'da nispeten büyük bir eski şehir var, bence yine aman aman bir yer değil. İki saat gezdikten sonra yüzmek için Budva'ya döndük.

Budva-Ulçin: Budva'da gerizekalı bir otobüs terminali var, otobüs geldi mi gelmedi mi nereye geldi belli değil. Yedi kişi otobüsü kaçırdık. (5 Türk, diğer ikisi Sırp'tı sanırım) "Anons yaptık ya la" dediler ama nası anlayalım. Biletleri aldıktan sonra 3 saat sonra gelen bir otobüse binebildik neyse ki, onda da ayakta gittik. Bilet 5 euro.

Ulçin (Ulcinj): Harikulade bir yer, tek sıkıntısı ufak olması. Kumsalda yer bulamıyoruz. Adamlar bir de sahile camii yapmış, "Arkadaşlar safları sıklaştıralım güneşlenemiyorum." diye bağırasım geldi. Halkı Arnavut buranın. Hostel Breshka diye bir yerde kaldık, orayı da öneririm, sahipleri cana yakın. Börek yedik.

Şimdi buradan sonra rota biraz karışıyor. Üç tane ülke var; Arnavutluk, Kosova, Makedonya. Arnavutluk gezmeye pek değmez dediler. Kosova ufak. Makedonya içinse ikisinden birinden geçmek gerekiyor. Ayrıca Kosova'ya sadece Podgorica ve Ulçin'den geçiliyor, Budva ve Kotor'dan geçiş yok bildiğim kadarıyla.

Rotalar:
Ulcinj - Podgorica - Prizren (en gereksiz rota, Podgorica'da bir şey yok)
Ulcinj - Prizren (bu güzel ama otobüs çok erken saatte, sabah 5'te mi 6'da mı ne) 
Ulcinj - Tiran - Makedonya

Ulçin'den Üsküp'e de vardır belki ama sormadım. En mantıklısı Ulçin'e bir saat uzaklıktaki Arnavutluk'un İşkodra kentine gidelim, oradan da vardır kesin Prizren'e dedim. Yokmuş, daha doğrusu var da aktarmalı ya da dolambaçlı yollar. Bunla uğraşacağımıza Tiran'a gidelim daha iyi dedik.

Ulçin - İşkodra (Shkoder): 6 euro. Geçiş kolay. Hatta damga bile basmamışlar.

Arnavutluk

Arnavutluk'un iki güzel yönü var: 1- Arnavut Bayrağı 2- Arnavut Ciğeri. Arnavut ciğeri diye bir şeyden haberleri yok :P yemeklerini de hiç tadamadık maleef. Börekleri teyzeler leğenden çıkartıp gösteriyor. Bir köfte bir liraydı ondan yedik tıka basa doyduk.

İşkodra (Shkoder): Yolculuğun açık ara en kötü ayağı. Çöpler ve bisikletli teyzelerden başka bir şey yok. "Free walking tour var burada o zaman kesin bir şey vardır." diye rotaya ekledim, walking tour bile 1.5 saat sürdü ahaha. Kaldığımız hostel sadece 5 euroydu, adamın biri açıp hosteli gönüllülere emanet etmiş, onlar da bir şey bilmiyorum. Gece boş odada yattık. Hava 41 derece, yanıyoruz. Bu şehirdeki tek işe yarar aktivitemiz kaleye çıkıp manzara fotoğrafı çekmekti. 

İşkodra - Tiran: 300 lek yani 10 lira. 2 saat sürüyor.

Tiran: Burada da çok bir şey yok ama yine de 1 gece kalınıp gezilecek kadar malzeme var hatta müzelere giderseniz belki 2 gece. Hemen yanında Durres şehri var oraya da günü birlik gidilebilir. Bizi Bilkent'ten bir arkadaş gezdirdi, free walking tour yapsaydık o da eğlenceli olurdu herhalde. Burası Bektaşiliğin merkezi, Bektaşi Kültür Merkezine gidebilirsiniz, cuma gittik Bektaşilerle cuma kılalım diye ama kimse yoktu, camiileri kapalıydı, müzeye girdik ama Arnavuçça. 

Hostel Trip'N'Hostel diye bir yerde kaldık, güzel bir ortamı var, öneririm kesinlikle. Fiyat birçok yerde olduğu gibi 10 €. 

Buradan Prizren'e geçecektik ama hosteller dolmuş. Dedik bari Ohrid'e gidelim. Ohrid'e gitmenin iki yolu var, biri pahalı bir yol, onda da otobüs aslında Strugaya gidiyor, oradan beri gidiyorsunuz. Bir de maceralı ve ucuz yol var, iki kişiyseniz 15-20 lira falan kâr edebilmek mümkün. Biz maceralıyı seçtik.

Tiran-Ohrid: Önce Pogradec diye Makedonya sınırındaki bir kasabaya gidiyorsunuz. Bunun otobüsleri Southeast Terminal'den kalkıyor, oraya otobüs yok, taksi çekeceksiniz, merkezden 300 lek tutar (10 lira). Oradan Pogradec 450 lek yani 15 lira. Oradan Makedonya'ya taksi çekeceksiniz, taksimetre fiyatı 600 lek, adam bize dedi 1000 lek, 500 lek var daha olmaz dedik tamam dedi.
Adam Arnavutluk sınırına bıraktı, sınırdaki polislere verdik pasaportları "Bu sefer damga basın ha" dedik. Sonra güneş batarken Makedonya sınırına yürüdük, "Makedonya'ya Hoşgeldiniz." yazısı üzerinde fotoğraf çekindik. Makedonya kısmına vardığımızda saat 7'yi 5 dakika falan geçmişti ama halbuki otobüs 7'de kalkıyordu. Fakat bekleyen iki tane sırt çantalı eleman vardı (bir tanesiyle daha önce Budvayla karşılaşmıştık.) onlar da otobüsü bekliyormuş, otobüste 40-50 dakika rötarlı geldi. Ücreti 110 dinar 1.8 euro ama euro kabul etmiyorlar ona göre.

Ohrid: Arnavutluk cehenneminden sonra burası iyi geldi, esiyor! Göl harika! Çok temiz! Tekne turu yapın, saat 10'da kalkıyor limandan, 10 €. Podradec'in oraya götürüyor :P Sahilin orada Cuba Libre diye açık hava clubları var (yanlışlıkla şehirin merkezindeki Cuba Libre'ye gitmeyin) fena değil ama çok kalabalık ve millet leş gibi sigara içiyor. Eski şehir küçük ama fena değil. Klasik hamburger dışında Türk yemekleri de mevcut. Türk lirasını çevirebilirsiniz hatta direkt kabul edenler de var. Kabuktan (daha doğrusu sedirden) kolye alabilirsiniz. City Inn / City Hostel diye bir yerde kaldık, öyle süper bir ortam yok ama konfor burada ayrıca sahibi de "Hoşgeldiniz argadaşııım" diye karşılıyor sizi :P 

Bitola'ya (Manastır) günü birlik gidecektik ama otobüse yetişemedik, siz gider ve seversiniz belki.

Ohrid - Üsküp: Kaç para hatırlamıyorum, 500 dinar falandı herhalde. Otobüs terminalinin orada bir bilet satış yeri var ama hemen oraya atlamayın, etrafta Kirille Bilet yazan başka yerler var onlara da sorun. (Biz sorduk çünkü pazar döndüğümüz için otobüsler doluydu.) 

Üsküp: Hostelworldde Hostel Valentin'de rezervasyonumuz vardı ama geldiğimizde "Yer yok, biz rezervasyonu iki gün önce kapattık ama hostelworld'de hala açık, nasıl iş anlayamadık." diyip kovdular. Beş kilometrede ötede başka bir hostele gittik, neyse ki orası boştu. Ertesi gün Real Madrid - Manchester United maçı varmış Üsküp'te, önceki gece kaldığımız hostel dahil tüm hosteller dolu, en ucuz yer 18 € istiyor adam başı. Sıcaktan başım ağrıyordu ve akşam Sofya'ya geçip parkta yatmak istemiyordum, zaten uykusuzdum. Interrail Türkiye'ye yazdık belki biri bir gün misafir dedik ama nerdeeee. Up bile yapmadılar. İkinci kez terminale geldiğinde İstanbul otobüslerini sordum, 30 euroya otobüs varmış. Artık bitirek dedik. Hostel sahibi "Biletler elektronik, siz turistim diyin bilet almayın." dediği için ilk defa bir şehirde bilet almıyordum ki hostelden terminale giderken yakalandık, para sıfırlandığı için bir şey yapamadık, baktık ödeyemiyoruz, bizi otobüsten indirip "Yavaş yavaş gidin bakalım." dediler (Türkçe). Gittik. Vardar ekspresle İstanbul'a bilet aldık. Hostele verdiğim paranın geriye kalanıyla terminalden börek aldık, gittik onları da kaybettik, gezideki en büyük pişmanlığım.

Üsküp'ü anca yarım gün gezebildik, bir tane free walking tour yaptık işte, İskender heykelinin orada başlıyor, öneririm. Yemek de ikram ettiler ki bu ilk oluyor. Matka kanyonuna gidemedik. Trollüğüne Arnavutluk bayrağı tişörtlü ve Makedonya şapkası takarak gezdim, Makedonlar tepki vermedi ama Arnavutlar çok sevdi. 

Özetle bilet ve börek alın her yerde, bunlar önemli.