Bu blogta defalarca gezi yazısı yazmaya çabaladım, Singapur'da değişim deneyimimi büyük ölçüde yazdım, Polonya ve Vietnam üzerine yazılarımı bitirdim, gerisi hep yarım kaldı.

Ama geçen hafta başladığım İsrail-Filistin gezim diğerlerine göre nispeten kısa olmasına rağmen en enteresanıydı (ama en kötüsüydü.) Enteresan bilgiler edindim ve ilginç insanlarla tanıştım (beklentiyi çok yükseltmeyin, gidip Mossadla başımı derde sokmadım tabii ki de, doktora yapan inek bir tip ne kadar macera yaşayabilirse o kadar, gidip ıssız yerlere kamp kurup hapislere düşmedim yani) ve hepsini oturup yazma (ve bu sefer tamamlama) kararı aldım.

*

Durup dururken niye İsrail ve Filistin'e gittim, manyak mıyım? Nedeni basit: yeşil pasaportum var, 2019 Aralık'a kadar kullanabilirim, bununla şununla bedava gidebileceğim sonra ise vize almakla uğraşacağım bazı ülkeler var. Hazır bütçe ve enerji varken bunları aradan çıkarayım dedim.

Aslında ilk Mısır planı yapıyordum ama hem böyle bir plan yaparken turistleri hedef alan bir terör saldırısıyla karşılaştım hem de Mısır daha çok balayına gitmelik bir yer gibi gözüktü. İsrail ise hem nispeten yabancı bir ülkede ev sahipliğe yapıyor hem de güvenli. (Dedim, bileti aldım ve bir hafta sonra Hamas ile İsrail vuruşmaya başladı -_-) Tek başına gitmek için daha iyi bir seçenek. (Durup dururken kimseyi Mısır'a, İsrail'e falan gitmeye ikna edemiyorsunuz malum.)

(2019 Kasım'dan gelen not: Mısır'a da gittim.)

*

Yazıları Okumadan Önce İki Devlet Hakkında Genel Bilgi

İsrail ve Filistin arasında husumet var ama ne ilkokulda ne lisede yakın dönem tarihi öğrenmediğimiz için bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey İsrail'in Gazze'yi vurup çocukları öldürmesi ve bizim gaza gelmemiz. Hala çok bir bilgim yok, ama araştırdığım ve gezdikten sonra öğrendiğim kadarıyla özetleyeyim, meraklısı devamını internetten araştırsın.

Dini kaynaklara göre Yahudilerin yani İsrailoğullarının soyu İsrail'e, namı diğer Hz. Yakup'a (onun babası Hz. İshak, dedesi Hz. İbrahim) dayanmaktadır. Filistin bölgesindeki kıtlıktan dolayı Mısır'a göçen İsrailoğulları önceleri yerel halkla gül gibi geçinip piramitlerin etrafına halay çekerken sonrasında ayrımcılığa uğrar ve Hz. Musa önderliğinde Filistin'e (İsrail'e?) geri döner. Bölgeyi Ken'anlılardan savaşla alır. (Joshua fit the Battle of Jericho isimli jazz parçası buradan gelir.) Sonra krallıklarını kurarlar, Kral Davut ve Sultan Süleyman dönemlerinde altın çağlarını yaşarlar. Sonra Babilliler krallıklarına son verip Yahudileri sürerler, tapınaklarını da yok ederler. (Tapınakları da Hz. İbrahim'in Hz.İshak/İsmail'i kurban etmek üzere olduğunu inanılan yerin üzerine kuruludur. ) Persler gelip, Yahudilere geri dönme izni verir. Romalılar gelir, "Bunlar rahat durmuyor, Babilliler haklıymış." derler Yahudileri sürerler. Babillerin yıkmasından sonra yeniden yapılan Yahudi tapınağını bir de onlar yıkarlar. Sonra İslam devleti bölgeyi zaptedip yıkılan tapınağın üzerine de Kubbetüs Saharayı diker. Sonra Haçlılar, Eyyübiler, Memlükler, Osmanlılar vs. en sonunda da dünyanın belası İngilizler.

Bu arada Yahudiler paso bir yerlere sürülüp sonra orada zengin olmakta ve karşılığını yine başka bir yerlere sürülmekle almaktadır. Ne ayak bunlar kimse anlamaz. Ayrımcılıktan bıkan Yahudiler "Yahu bizim de bir devletimiz olsun." diyerek siyonizm yani eski İsrail topraklarına yerleşme fikrini ortaya atarlar. (Bazı siyonistler 'Yahudilerin devleti' değil de Yahudilerin çoğunlukta olduğu devlet anlayışını belirler, Yahudiler yerel halkla tek bir devlet içinde yaşamalı der. Neyse uzun hikaye bu ben de fazla okumadım zaten. :d)  Sonra Yahudiler Filistin'den toprak satın almaya başlar, Osmanlı'nın engellemelerine çabalarına rağmen başarılı da olurlar. Bu arada bu toprakları sanmayın ki bugün Filistin'de yaşayan fakir tipler satıyor, satanlar Beyrut'ta Şam'da yaşayan Filistinle alakası olmayan zengin aileler. Satılan toprakların %52'si bu tipteki insanlardan alınmış. %24'ü Filistinlilerden, %9 Mısırlılardan. Geri kalan %10 gökten mi geldi bilmiyorum, Vikipedi yazmamış. Aldıkları topraklarda sıfırdan şehirler kurarlar, Haifa, Tel Aviv gibi. Herzl amcanın hayalleri kısmen gerçekleşmiştir.

Neyse Osmanlı kanal cephesinde başarılı olamayıp bölgeyi İngilizlere kaptırınca hem Araplara hem Yahudilere devlet sözü veren İngilizler "Yav her yer Yahudi doldu BM gel çöz şu işi." diyip aradan çekilir. BM Filistin topraklarını soldan ikinci haritadaki gibi paylaştırmayı uygun görür:


Buna İsrail ok der, Araplar olmaz der (çünkü Yahudi topraklarında dahi çoğunluktadırlar ayrıca kendilerine verimsiz topraklar bırakılmıştır) ve İsrail'e karşı Kurtuluş Savaşı başlatırlar ama kurtulamazlar. İsrail kazanır. Gazze Mısır, Batı Şeria Ürdün geri kalan kısımlar İsrail eline geçer, burada yaşayan Araplar da İsrail vatandaşı oluverir. 1967'ye kadarki olan karşılıklı provakasyonlar sonucu İsrail sürpriz bir şekilde komşularını vurup altı günde hepsini darmadağın eder, Batı Şeria, Gazze, Golan tepeleri ve Sina'yı ele geçirir. Sina'yı bırakır, ama geri kalanı işgal eder. Gazze'den ve Batı Şeria'nın bir kısmından çekilir (aman ne çekilme). Günümüzde Filistin devleti dediğimiz şey (dünyanın birçok ülkesine göre devlet ama Amerika, Kanada, AB, İsviçre, Japonya vs. için değil) Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ten oluşmaktadır, Gazze abluka altında, Doğu Kudüs tam olarak işgal edilmiş, Batı Şeria'nın ise anca %18'i (şehir merkezleri genelde) tam olarak Filistin kontrolü altında, %22'si ise ortaktır.

Filistin'in askeri falan yoktur, dolayısıyla Batı Şeria nispeten güvenlidir ve Hristiyanlar için kutsal olan mekanlar Filistin içinde kaldığından gayet turist de çekmektedir.

Yukarıda gösterdiğim haritada paylaştırma öncesi Yahudilerin sahip olduğu topraklar %7 olarak gözüküyor. İlk başta bu harita uydurma herhalde demiştim ama Wikipedia'da da benzer bir harita var. Böyle bir duruma rağmen iş bu raddeye nasıl geldi ve bu adamlar savaşı nasıl kaybetti anlamak güç. Neyse hayırlısı buymuş (?)

*

Bu arada bu İsrail devletinin tarihi oldu ama Filistin devletinin tarihi olmadı. Bölgeye İngilizler gelene kadar Filistin milleti diye bir şey olmadığından o. Filistin devleti de batılıların böl parçala yut taktiğinin bir parçasıdır.

Not: Buradaki özet de fena değilmiş.