(1 Aylık Yiyecek Stoğuma Merhaba Deyin)
Arkadaşlar selam.
Fark ettiğiniz üzere yine ortadan kayboldum. İlk bahanem dönemin başlamış olması ve dönem başında öğrencileri projelerini hazırlamanın çok vakit almasıydı. Ama malesef sonrasında olan şu: telefonum kitlendi, servise verdim. Fotoğrafların bir çoğu içinde mahsur kaldığı için blog yazmak için telefonu bekleyeyim dedim. Coronavirus İsviçre'yi çarptı. Benim telefon artık yaza kadar gelmez. El mahkum instagramda arşivlediklerimle yazacağım sıradaki yazıları.
Bir sonraki yazıda kaldığım yerden (Yani 2019 başından devam edeceğim) ama şu anda güncel olaylar hakkında da bilgi vermek istiyorum:
- 29 Ocak'ta EPFL'deki Sağlık Birimi Çin'e gidiş gelişi yasakladı, Wuhan'dan gelenlerin okula 14 günlüğüne gelmesi yasaklandı.
- Aynı gün yeni email geldi, direkt Çin'den gelen herhangi birinin okula 14 günlüğüne gelmesi yasaklandı.
- 21 Şubat'ta İtalya'da vaka sayısı 20 oldu, virüs orada yaygınlaşmaya başladı.
- 25 Şubat'ta EPFL Kuzey İtalya, Çin, İran ve Güney Kore'ye gidişi yasakladı. Bu arada İtalya'da vaka sayısı 320 ve tabii çoğu Kuzey İtalya.
- 28 Şubat'ta Singapur'u da eklediler. Ama Singapur hastalığı atlattı peşin satan modunda şu anda. Bu arada Kuzey İtalya'da vaka sayısı 1000'e dayanmıştı ve Kuzey İtalya demek İsviçre demek. Sınırlar kapatılmalıydı direkt. Malesef 17 gün geç kaldılar (oha)
- 12 Mart: EPFL gezmeyi tamamen yasakladı. 150 kişiden fazla kayıtlı öğrencisi olan dersleri yasakladı. (Bizim ders 144 kişiydi)
- Yine 12 Mart: EPFL dersleri tamamen yasakladı.
- 13 Mart: EPFL nisan sonuna kadar tamamen kapandı, her şey online oldu.
- 16 Mart: İsviçre olağanüstü hal ilan etti, sınırları kapattı, market, eczane, tren garı postane dışındaki yerleri kapattı.
29 Şubat'ta Kuzey İtalya'da vaka sayısı 1000 olduğunda İsviçre sınırları kapatmalıydı, fakat bu anca 17 gün sonra akıllarına geldi.
Şu anda 2700 vaka ile İsviçre vaka / nüfus oranında İtalya'dan sonra ikinci sırada! Olacak iş değil!
Karantina gelmedi. Ben dört gün önce EPFL'in kapandığını görünce bir aylık stok yapıp kendimi karantinaya aldım. (Evet burada da tuvalet kağıtları, makarnalar, kavanoz yemekler tükenmek üzereydi. Ama Türk marketinde kolonya vardı o iyi, bir de tanesi 6.5 frank olmasaydı daha iyi olacaktı.) Markette görevliler eldiven giymişti ve insan eli değen yerlere (malları koyup okuttuğumuz bölme gibi) hemen dezenfektan sıkıp siliyorlardı. Şu an n'apıyorlar bilmiyorum.
16 metrekare odada takılıyorum, arada mutfağa tuvalete falan gidiyorum. İnsanların bahçeli, manzaraları evleri falan var, ben çatı katında olduğum için hiçbiri yok malesef. Üç tane Fransızla paylaşıyorum katı, karantina macerası başlarda iyiydi hatta bir tanesiyle Fransızca pratik falan yapıyordum fırsattan istifade. Sınırların kapatılacağını duyunca ikisi apar topar Fransa'ya kaçtı. Sonuncusu Karayipli olduğundan kaçmadı, herhalde uçak biletleri pahalı geldi. Takılıyoruz beraber ama pek birbirimizi görmüyoruz.
Dışarı çıkan arkadaşlarım insanların hala dışarıda olduğunu, toplu taşıma falan kullandığını söylüyor. Biz Türkler olarak İsviçre'deki bu gevşekliğe karşı şaşkınız.
Bu arada dün EPFL valiliği öğrenci projelerini iptal etmek gibi skandal bir karar aldı, dolayısıyla beraber çalıştığım beş öğrencim mağdur oldu, onların projelerini hazırlayacağım diye giden zamanım da boşa gitti. İtiraz ediyorum hala.
Ocak Şubattaki sömestır tatilini fırsat bilip iki ay yemeyip içmeyip çalışıp üç tane makale yazıp (iki tanesi bir haftada yazdığım atölye makalesiydi yani konferansın bir dandiği) iki tanesini Tayvan'da gitmek istediğim konferansa gönderdim. Makalelerden birinde okuyan kişi makaleyi anlamamış, red yolladı, öbür makale kabul aldı. Konferansa gidebilmek için bursa başvurdum, onu da verdiler. Nisanda Tayvan macerası beni bekliyordu. Başlarda konferans sürekli "Tayvan'da çeşitli vakalar ama salgın yok o yüzden konferansı yapacağız" diye mesaj atıyordu. Lab arkadaşlarım "Oraya gidersen orada kal geri dönüp de bize hastalık bulaştırma" diye ukala laflar ediyordu. Şu anda Tayvan'da hastalık kesildi, ama artık bizim gelmemizi istemiyorlar. Konferans da online'a geçti, yani makalemi kameraya bakarak sunacağım soruları yanıtlayıp çıkacağım. Atölye makalesi olduğundan basılmayacak da, sunmanın da pek bir espirisi yok yani. Onca emek çöpe gitti.
"Millet can derdinde sen ne diyorsun?" diyebilirsin ama ben n'apayım şimdi, 25 yaşında sağlıklı biriyim, ellerimi de sık sık yıkıyorum. Virüs beni anca böyle etkiliyor. Kariyerimin başında ilk kez başarı gösterip çalışmamın meyvesini alacaktım. Ama hepsi rezil oldu.
Haftada üç-dört gün spor derslerine gidiyordum, bir de Fransızca dersleri vardı. "Bu yıllar bir daha gelmez hazır fırsat varken gitmeliyim." diyordum ama bir yandan da çok şeye bulaştım işin içinden çıkamıyorum diye sızlanıyordum. İsviçre Türk öğrenci derneğinin başkanı olmuştum, bir yandan onunla ilgilenmem gerekiyordu.
Hepsi iptal oldu. İlahi bir güç masaya yumruğunu vurdu ve hayatımı durdurdu. Dernek işlerini yavaşlatmak durumunda kaldım. Şimdi evde birazcık çalışıp (işler de aksadı öğrenci projeleri gidince) kalan zamanda oyun oynayıp (bayağıdır oynamıyordum, oyun oynamak güzelmiş) film izliyorum, kış tatilinde canım sıkılmasın diye bateri almıştım onu çalıyorum. Karantinanın tek sevindirici yanı, biraz nefes almış oldum.
Öğrenciler düne kadar normal şekilde Türkiye'ye dönebiliyordu. Artık dönemiyorlar ama Cenevre büyükelçiliği tahliye durumunu düşünüyor. Ben Türkiye'ye dönmeyeceğim çünkü dışarı çıkmak, trene binmek, havaalanına gitmek zaten risk bir de üzerine KYK yurdunda karantinada olacağım. Gitmeyi de tavsiye etmiyorum kesinlikle. Ailem de gelme diyor.
Aklıma Walking Dead evrenindekilere benzer senaryolar geliyor. Tabii öyle bir şey olmaz da, arkadaş her gün farklı haber geliyor gündem durmuyor hiç, insan korkuyor.
EPFL 'Kendinizi yalnız hissetmeyin arkadaşlarınızla konuşun sanal kahve molaları verin." falan diyor. İlk defa bunu yaptık arkadaşlar bugün, fena değildi de, en büyük sıkıntı herkes evde oturduğu için kimsenin bir şey yaşamaması dolayısıyla konuşacak pek de bir şeyin olmaması bence :D
Önceden o kadar çok şey yaşıyordum ki ne hepsini bloga sığdırabilirdim ne de bloga yazmaya vakit kalmıyordu. Artık vaktim var haha. Takipte kalın. :P
1 Yorumlar
Bro isviçre bayağı kötü 10bin üstüne çıkmış vaka sayısı dikkat et :))
YanıtlaSil